5 Eylül 2016 Pazartesi

3 Ay Sonra: Sonuç Farklı, Kadro Farklı






  Milli Takım'ımız, 2018 Dünya Kupası Eleme Grupları'na son yıllarda birçok karşılaştığı Hırvatistan'dan deplasmanda 1 puan alarak başladı.
Kadro olarak kazanmaktan çok, en azından bir puan almayı hedefleyen bir kadro ile sahaya çıktık. Yaklaşık üç ay önce yine Hırvatistan ile oynadığımız maça göre ilk onbirde 6 değişiklik vardı. Zaten bunların beşi kadroya alınmayan oyunculardan, diğeri ise sakatlığından dolayı kadrodan çıkarılan Oğuzhan. O maçtaki yedeklerden ise Burak Yılmaz şu an kadroda yok. Hırvatlara bakarsak kaleci Subasic, milli takıma veda eden Srna ve Brozovic'in yerine Pjaca'dan başka bir değişiklik yok. Zaten gerek saha dışı olaylar, gerekse başarısız Euro 2016'nın ardından Milli Takım kadrosu bir yenilenmeye gitti.

 Euro 2016'dan ders çıkarılmayan iki nokta vardı, birisi Mehmet Topal'ın stoper başlaması diğeri de Hakan Çalhanoğlu'nun kanattta görev alması. Hırvatların uzun boy ortalaması ve Mandzukic'in hava toplarında tehlike yaratabilecek olmasından dolayı Mehmet Topal'ın stoper oynatılması mantıklı bir sebep. Zaten maç boyunca ceza sahası içinde bir çok hava topuna müdahale etti -fazlasını da yapıp çok kritik müdahaleler de yaptı Topal. Ancak Hakan Çalhanoğlu'nun ısrarla kanat oynatılması hem Milli Takım'a hem de Hakan'a zarar veriyor. Çünkü Hakan kanatta yaratıcılığını sergileyemiyor, rahat rahat içeriye girip tehlikeli şutlarından çekemiyor. Yani takımın sol kanadı bir nevi tıkanıyor. Hakan takımın duran toplar için önemli bir oyuncusu ama sırf bu yüzden kanadı tıkamak pek doğru değil. Onun yerine Hakan'ı orta sahaya çekip, Kaan Ayhan-Ozan Tufan ikilisinden kesmek daha mantıklı olabilir. Bugün oynayan orta saha üçlüsü savunma olarak yeterli olsa da -ki Okay Yokuşlu 5 top kapma, 4 pas arası, 10/17 ikili mücadele başarısı gibi istatistiklerle göz doldurdu- hücum anlamında yetersiz. Takımın hücumda yaratıcı olamamasının yanı sıra, orta alanda top kaptığımızda hemen yaptıkları faullerle tehlike yaratmamızı önlediler. Tabi Mehmet Topal orta sahaya çekilirse, Okay da yedeğe çekilebilir. Bu konuda seçenek çok, maçlara ve duruma göre ilk onbirler oluşacak gibi duruyor. 

 Orta sahadaki yaratıcı eksikliğinin yanı sıra, Cenk Tosun'un pozisyona girebilen forvetten çok, pozisyonu gole çevirebilen bir forvet olması, hücumdaki gücümüzü sınırladı. Cenk'e servis yapılamayınca Cenk sıkışıyor, pozisyon bulamıyor ve takım ileride etkisiz kalıyor. Bugün de olan buydu. Zaman zaman bekler bindirse de -ki sol bek İsmail bu konuda yetersiz kaldı ancak Şener tüm maç boyunca sağ tarafı bir koridor yapıp tehlike oluşturdu ancak ortalarını bugün hata yapmayan Vida karşıladı- Hırvat savunması açık vermedi. ve özellikle havadan toplarda takımımızı domine etti. İleride seri pas yapıp boşluk oluşturamayan, ortalarda Hırvat stoperlerine yenik düşen takımımız ilk dakikalarda genç yetenek Emre Mor'un ayağına baktı. Emre henüz ikinci dakikada tehlike yaratsa da Emre'ye karşı fiziklerini kullanınca Emre de etkisiz kaldı, yoruldu, boşluk bulamadı.İleride rahat rahat top tutamayan ve gerideki baskıya uzun topla karşılık verse de Hırvat stoperleri geçemeyen takımımızın hücum seçeneği kalmadı ve Hırvatlar oyuna hükmetmeye başladı. Hırvatların hücum planları bizden daha etkiliydi. Gerek orta sahanın yüksek pas kalitesini kanatlardaki Pjaca ve Perisic ile beraber kullandılar, gerek beklerin de bindirmeleriyle kanatlardan, içerideki Mandzukic'e ortaladılar. İlginç bir şekilde 30 dakikada üç kez topu direğe nişanladılar, bu da takımımız için şans anlarıydı. Haziran ayındaki maçta olduğu gibi saçma bir hatadan gol yedik ancak bu sefer karşılığı verebildik, hem de çok geçmeden. Tıpkı direkler gibi biraz "şanslı" bir gol atsak da maçın sonucunu belirleyen golü bulduk. 

 İkinci yarı ise istediğini alan Türkiye fazla açılmadı, boşluk vermemeye çalıştı. Aynı şekilde Hırvatlar da buna devam etti ancak böylesine zorlu bir gupta, ikincilik bile yetmediğinden dakikalar ilerledikçe daha fazla yüklendi Hırvatistan. Yine kontra şansı bulduğumuzda hızlı faullerle tehlikeyi engellediler. Bir de Emre Mor'un yorulması, fiziksel olarak yetersiz kalması, Hakan'ın da topu alıp ileriye hızla taşıyabilecek bir kanat olmaması olası kontraları engelledi. Dakikalar geçtikçe Hırvatistan'ın yüklenmesi ile Cenk Tosun oyundan çıkıp Olcay Şahan kanada geçti ve hem olası kontralar hem de orta sahayı kalabalıklaştırmak için bir hamle yapıldı. Topu kazandığımızda hızlı çıkmak yerine topu ayağımızda tutup soğutmayı denedik ancak orta sahanın pas kalitesi fazla olmadığından genelde top kaybettik. Okay her ne kadar defansif konuda harika performans sergilese de 11 pas hatası ile oynadı. Eğer yanında oynayıp, rahatlayabileceği bir partneri olsaydı iş onun için daha kolay olabilirdi. Hırvatların tüm yüklenmesine karşın biraz şans, biraz Mehmet Topal'ın üstün performansı ve Volkan Babacan'ın refleksleriyle skoru korumasını bilip, bir puanı aldık.

 Daha oynanacak 9 maç var. Kadro dışı önemli oyuncular var, kadroya katılacak isimler var. Kadro dışı kalan isimlerin geleceği belirsiz ancak olur da kadroya geri dönerlerse takımın çok daha güçlü olacağı bir gerçek. Bir de kanatta sıkışan 10 numara yerine, orada gerçek bir kanat oyuncusu oynatırsak, orta sahayı ne fazla hücumcu ne de fazla defansif yapıp dengeyi tutturabilirsek Dünya Kupası'na gitme ihtimalimiz var. Şu an grupta her şey başladığı gibi, puanlar eşit, averajlar eşit. Yani bir maç geçti, ilerleme de yok gerileme de. Yine de Hırvatistan deplasmanından 1 puanı almak oldukça iyi bir sonuç.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder