Kayıtlar
2006'dan itibaren değişen açılış maçlarının (önceden son şampiyon oynarken artık ev sahibi ilk maçı yapıyor) belki de en heyecansız ve en beklenmeyen maçı Rusya-Suudi Arabistan beklediğimden çok daha iyiydi.
Elbette bu kalite, taktik ve tempo olduğu anlamına gelmiyor ancak Suudi Arabistan'ın geriye yaslanmaması, elinden geldiğince bir şeyler yapmayı denemesi beklentileri geçmesiyle beraber maçı da daha izlenebilir hale getirdi. Geriye yaslanmaktansa belki daha az pragmatik olanı yapan Suudiler maça fazla kötü başlamasa da kaliteli bir ayağa bile sahip olmadığını gösterdi. Takımın yıldızı olan ve elemelerdeki 18 maçta 16 gol atan Mohammad Al Sahlawi bile bu seviyede yeterli değildi, zira karşılarında ev sahibi ülke olmasına rağmen bu zayıf gruptan çıkacağına şüpheyle bakılan Rusya vardı. Bu da bu açılış maçını onlar için daha önemli kılıyordu çünkü daha kolay bir fikstür ile turnuvayı açıyorlardı. Ancak Arabistan'ın kapanmaması, yaratıcı oyuncu eksikliği çeken ve geriye yaslanan bir rakibe karşı bu kilidi nasıl kıracağını bilemeyen Rusya'ya yaradı. Biraz şanssızlık, biraz da talih yanlarındaydı - takımın yıldızlarından ve artık genç bir yıldızdan çok takımın lideri konumunda olan Dzagoev sakatlandıktan sonra Cheryshev'in girmesi durumu değiştirdi. Cheryshev ise her ne kadar Villarreal'de rotasyon oyuncusu olsa da bu zayıf Rusya kadrosunda ilk on bir başlamaması biraz akıl karıştırıcı. Zira oyuna girdiğinde "sahi bu adam da Rus" diye tepki verdim çünkü bu kadar kalitesiz bir kadroda on birde olmaması şaşkınlık vericiydi.
Elbette bu kalite, taktik ve tempo olduğu anlamına gelmiyor ancak Suudi Arabistan'ın geriye yaslanmaması, elinden geldiğince bir şeyler yapmayı denemesi beklentileri geçmesiyle beraber maçı da daha izlenebilir hale getirdi. Geriye yaslanmaktansa belki daha az pragmatik olanı yapan Suudiler maça fazla kötü başlamasa da kaliteli bir ayağa bile sahip olmadığını gösterdi. Takımın yıldızı olan ve elemelerdeki 18 maçta 16 gol atan Mohammad Al Sahlawi bile bu seviyede yeterli değildi, zira karşılarında ev sahibi ülke olmasına rağmen bu zayıf gruptan çıkacağına şüpheyle bakılan Rusya vardı. Bu da bu açılış maçını onlar için daha önemli kılıyordu çünkü daha kolay bir fikstür ile turnuvayı açıyorlardı. Ancak Arabistan'ın kapanmaması, yaratıcı oyuncu eksikliği çeken ve geriye yaslanan bir rakibe karşı bu kilidi nasıl kıracağını bilemeyen Rusya'ya yaradı. Biraz şanssızlık, biraz da talih yanlarındaydı - takımın yıldızlarından ve artık genç bir yıldızdan çok takımın lideri konumunda olan Dzagoev sakatlandıktan sonra Cheryshev'in girmesi durumu değiştirdi. Cheryshev ise her ne kadar Villarreal'de rotasyon oyuncusu olsa da bu zayıf Rusya kadrosunda ilk on bir başlamaması biraz akıl karıştırıcı. Zira oyuna girdiğinde "sahi bu adam da Rus" diye tepki verdim çünkü bu kadar kalitesiz bir kadroda on birde olmaması şaşkınlık vericiydi.
Euro 2008'deki etkinin ardından takıma 2010 Dünya Kupası elemeleri için yeni bir kan olarak getirilen Dzagoev, Rusya'dan ayrılmayınca potansiyelini gerçekleştirememişti. Şimdiyse bu zayıf Rusya'da parlayan, tabi Rusya liginden kendini atabilirse tabi, ve Dzagoev'in ardından 'sıradaki Rus wonderkid' olarak gösterilen Golovin iki harika orta ve perdeyi kapatan şık bir frikik golüyle galibiyette oyuna sonradan giren Cheryshev ile beraber en büyük pay sahibi oldu. Juventus'a transferi konuşulan Golovin, bu performansla hem ülkesini Mısır'ın önüne atacak ve gruptan çıkaracak yıldız olabilir hem de bonservis bedelini yükseltip belki de kendi ipini çekip yurt dışı transferini aksatabilir.
Rusya, beklenti dışı geçen ve fark attığı maçta averaj 'kasarak' taraftarlarının desteğini ve rüzgarı arkasına almasının yanı sıra bir yandan da grupta ikincilik için kesişeceği Mısır'a gözdağı verdi. Mısır açısından işler zorlaştı çünkü Uruguay'ın grubu süpürmesi bekleniyor. İkincilik için kapışacak Mısır ve Rusya arasında avantajı bu maç ile Rusya elde etti. Mısır eğer Arabistan'a beşten fazla gol atamaz ve Rusya ile berabere kalırsa turnuvadan elenecek (Uruguay'a kaybedecekleri varsayılarak) ve Salah için rüya gibi geçen sezon her ne kadar hüsranla olmasa da biraz hayal kırıklığı ile bitecek. Peki Mısır, Suudi Arabistan'a karşı ne yapacak? Hücumda etkisiz olan, topu doğru kullanamayan ve savunmada kırılgan olan Suudilere topu bırakıp, Salah'ın o çok sevdiği savunma aralarına ve arkasına koşulardan yararlanmak için her zamanki gibi kontra mı oynayacaklar yoksa zayıf rakibini domine edip sürekli gol arayarak averajı kapatmak mı isteyecekler? Daha ilk maçını oynamasa da işler Mısır için pek iç açıcı gözükmüyor.
Uruguay mı? Eminim Suarez'in dişleri- yani ayakları kaşınıyordur çünkü Cavani ile turnuvanın en tehlikeli hücum ikilisine sahip olan Uruguay, Suudi Arabistan'a 2002'de Almanya karşısında aldığı 8-0'lık mağlubiyeti tekrarlatmak istiyordur. Zayıf Suudi takımını, korkunç defansını ve korkutucu Uruguay hücum ikilisini düşünürsek bu mümkün görünüyor, tabi Suarez birisini ısırmaz veya Cavani penaltı tartışmasına girmezse.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder