Dün gece Ziraat Türkiye Kupası kazananı Galatasaray ve Süper Lig Şampiyonu Beşiktaş, Süper Kupa için karşı karşıya geldi. Galatasaray geçen seneye göre biraz farklı bir kadro ile sahaya çıktı.
Sociedad'daki kiralık oynadığı sezondan sonra Galatasaray'a dönen Bruma, hazırlık maçlarında oldukça etkili bir performans sergilemişti. Zaten dün de karşısında oynayan Andreas Beck'e hayli zor anlar yaşattı. Geçtiğimiz sezonlara göre daha iyi bir oyun sergilese de Bruma hala son toplarda doğru tercihleri yapamıyor. Önünde boş alan varken, uzak mesafeden çektiği etkisiz şut bunun bir örneği. Bruma'nın yanı sıra bir diğer değişiklik, yeni transfer Tolga Ciğerci'nin oynaması. Geçen sene Melo'yu sattıktan sonra açık bir şekilde çift yönlü orta saha eksikliği yaşayan Galatasaray, belli ki bu sorunu hala çözebilmiş değil. Dün gece fazla iyi bir performans sergileyemeyen Tolga, zamanla takıma alışınca performansını daha üst seviyeye taşıyabilir. Ancak Galatasaray yönetimi oraya bir takviye daha yapar mı bilinmez.
Beşiktaş ise, Teknik Direktör Şenol Güneş'in de dediği gibi "şampiyon" kadro ile sahaya çıktı. Ancak yaşadığı sorundan dolayı bir dönem kadro dışı kalan Sosa ve Euro 2016 sonrası tatilden dönen Quaresma, hazır olmadıkları gerekçesiyle maça yedek başladılar. Quaresma, ilk yarıda sahada bir nevi kaybolan Kerim yerine oyuna girdi ancak Sosa maçta hiç süre almadı. Geçen sene ligde 26 gol atıp şampiyonlukta büyük pay sahibi olan bir diğer isim Mario Gomez ise artık Beşiktaş oyuncusu olmadığından sahada yoktu. Adriano hariç hiçbir yeni transferi sahaya sürmeyen Şenol Güneş'in bu kararı oyuncuların hazır olmaması mı yoksa gerçekten de dediği gibi geçen sezonun "şampiyon" oyuncularının oynaması mı net değil ancak ikinci şık daha ağır basıyor. Bunun nedenlerinden birisi geçen sezon kendini gösteremeyen Kerim Frei'ın, hazırlık maçlarında kendisinden daha fazla oynayan ve daha iyi performans gösteren Aras Özbiliz yerine oynaması.
Maç öncesi kadrolar açıklandığında Galatasaray'ın kadrosu kağıt üstünde daha iyiydi. Yine de orta sahaya takviye edilen Tolga'nın performansının belirsizliği, defanstaki isimlerin isim olarak kaliteli olsa da takım olarak Galatasaray'ın savunma yapamaması Galatasaray'ın galibiyeti için kafalarda soru işaretleri oluşturuyordu. Beşiktaş'ta ise hücum ve orta saha hattı kağıt üzerinde oldukça iyi gözüküyordu. Ön tarafta birbirleriyle çok iyi anlaşan Olcay-Oğuzhan, geçen sene sonradan girip attığı gollerle milli takıma kadar yükselen Cenk Tosun, orta sahada dinamo Atiba ile geçen sene şanssız sakatlık geçiren Tolgay Arslan başlayacaktı. Kerim Frei ise tüm yeteneklerine rağmen hala biraz soru işareti. Çok süratli, rahat çalım atabilen bir oyuncu olsa da dar alanda ikili-üçlü sıkıştırma yapıldığında Kerim bir hayli zorlanıyor ve Beşiktaş'ın "top sürme ile değil, paslaşarak hızlı hücum" taktiğini bozuyordu. Kerim, geçtiğimiz sezonlara göre gelişse de hala yeterli seviyede değil. Zaten Beşiktaş'ın gelişen ataklarının sadece %29'u Kerim'in kanadından gerçekleşirken, %46.5'i Olcay'ın bulunduğu kanattan gelişti. Tabi bunda Tosic'in de payı var. Geçtiğimiz sezona kötü başlayan ancak Rhodolfo'nun sakatlığı sonrası formayı stoper olarak kapan Tosic, dün de sol bek mevkisinde iyi performans gösterdi. Savunmada sağlamdı, ileriye yaptığı bindirmelerle hücum opsiyonu oluştu ve Olcay ile iyi bir anlaşma sağladı. Hatta Tosic, net bir penaltı pozisyonunda yer alsa da hakem Mete Kalkavan düdüğü çalmadı. Sol kanada değinmişken, Beşiktaş'taki sezonları boyunca dalgalı performans gösteren Olcay Şahan dün gece oldukça iyi oynadı. Yaptığı verkaçlar, sahte koşuları ile takım arkadaşlarına fırsatlar sağladı. Ancak Olcay'ın son topu kullanma sorunu hala mevcut. Dün gece Kerim'in etkisizliği ve Galatasaray beklerinin, Beşiktaş beklerine nazaran çok daha iyi performansından dolayı Beşiktaş kanatlardan fazla etkili gelemedi. Quaresma biraz hareket getirse de, Martin Linnes iyi bir savunma performansı gösterip Portekizli'ye fazla fırsat tanımadı.
Beşiktaş'ın en büyük sıkıntısı ise beklerin, hücuma yeterince katkı yapamaması. Tosic dün iyi oynasa da sağ bek Beck, savunma performansının yanı sıra ileride de etki olmadı. Daha çok hızlı bindiren, ceza sahasını orta bombardımanına tutan bir bek olmayan Andreas Beck, daha çok rakip yarı sahaya geçip pas opsiyonu olur. Beşiktaş'ın pas oyunu için bu etkili olsa da, Beşiktaş'ın kanatlarda etkili olamayışının bir sebebi. Zaten Beşiktaş'ın orta alandaki seri paslaşmalarını kesebilirseniz, yetenekli kanat oyuncularına rağmen beklerin hücum yetersizliğinden dolayı Beşiktaş tıkanıyor. Zaten dün gece Beşiktaş'ta aralarında en çok pas yapan oyunculara bakarsak Atiba-Tolgay-Oğuzhan üçlüsü toplamda 64 pas yapmış aralarında. Aralarında en çok paslaşan 35 pasla Tolgay ve Oğuzhan olurken, en çok verilen pas da Oğuzhan'dan Tolgay'a (18). Buna ortak olan Oğuzhan'ın Tosic'e verdiği 18 pas var ki bunların 9'u rakip yarı sahadayken, yedisi bindirmede yapılan pas. Beck'in ise bu üçlü orta sahadan aldığı pas sayısı 8 ve sadece 2 tanesi rakip sahaya atılan pas. Yani Beck, geride kalarak, Beşiktaş'ın hızlı hücuma çıkmasına uyum sağlayamayarak bir nevi Beşiktaş'ın ataklarını kesiyor. Elbette yerine gelecek Gökhan Gönül ile bu sorun çok daha azalacaktır ancak 3 kulvar ve Gökhan'ın sakatlık sorunları düşünülünce kafada biraz soru işaretleri oluşuyor.
Dün gece Beck'ten sonra sahanın en kötü isimlerinden birisi de Cenk Tosun oldu. Penaltı kaçırmasının yanı sıra çok net 4-5 fırsatı harcayan Cenk, kupanın gidişinde başrol oynadı. Kendisini bir nevi kanıtlama maçına çıkan Cenk, sınıfta kalarak Beşiktaş yönetiminin mutlaka Gomez kalitesinde bir forvet alması gerektiğini gösterdi. Muslera her ne kadar iyi performans gösterse de Cenk, çektiği şutları iyi bölgelere atamadı. Bunun nedeni hissettiği bir psikolojik baskı olabilir çünkü eğer iyi performans sergileseydi -ki golleri atsa sergilemiş olacaktı- birinci forvet olarak düşünülebilirdi. Ancak kaçırdığı fırsatların yanı sıra maçta da etkili olamayacak Cenk, çift forvete dönüldüğünde oyuna giren Ömer Şişmanoğlu, yarattığı fırsatlar ve sergilediği mücadele ilen Cenk'ten daha iyi performans gösterdi.
Beşiktaş'ın bir diğer sıkıntısı kaleye gördüğü golün nedeni: duran top savunması. Dün geceki maçta, Sneijder'in kullandığı serbest vuruşta stoper olan Hakan Balta'nın bomboş kalıp gol atmasının yanı sıra, kafa vuruşları ile dikkat çeken Chedjou da kaleyi 3 kez yokladı. Elbette Beşiktaş'ın dün geceki savunması as oyuncular değildi ancak Beşiktaş'ın duran toplara hücum ve özellikle savunma olarak çalışması şart.
Beşiktaş dün gece penaltılar da kaybetse de aslında çok da bir şey kaybetmedi. Elbette ortada bir kupa var, elbette Büyük Başkan Süleyman Seba'nın ölüm yıldönümünde kupayı almak gerekirdi ancak sezon açısından bakarsak karalar bağlamaya gerek yok. Dün gece oynayan Beck, Tosic, Necip, Kerim, Cenk; Beşiktaş'ın bu sezon as oyuncuları olmayacak. Hatta Tolgay ya da Oğuzhan'ın yerine Sosa oynayacak. Fabri ya da Boyko iyi performans gösterirse Tolga'yı kesebilir. Bunun yanı sıra Aras'ın iyi performansı ile Olcay'ın bile yeri garanti değil. Stoper transferi ve Rhodolfo'nun dönüşü ile beraber Necip'in yanı sıra Marcelo'yu da yedek kulübesinde görebilir. Dün gece oynayan yeri garanti tek oyuncu Atiba. Bir de Tolgay-Oğuzhan ikilisinden birisi. Beşiktaş'ın transfere ihtiyacı var mı? Var. 3 kulvardan dolayı, iyi bir stoper şart. Ancak yapılması gereken ilk takviyenin, Gomez ayarında, ileride as oynayabilecek bir forvet olduğunu dün gördük. Beşiktaş dün gece kazanamadı ama as kadro olmamasına rağmen yine iyi oynadı. Gerekli takviyeler gelirse, Beşiktaş yine şampiyonluğun en büyük adayı. Hazır olmayan oyuncular hazır duruma gelecek, yeni transferler-kiralıktan dönenler takıma alışacak. Yani karalar bağlamaya gerek yok. Tek bağlanması gereken bir stoper, bir de forvet!
Kaynaklar
Bu yazıda Opta verilerinden yararlanılmıştır.
Resimler: Beşiktaş Twitter sayfası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder