"Futbol hatalar oyunudur" biraz klişe bir söz olabilir ancak Şampiyonlar Ligi'ni özetleyecek en doğru cümlelerden birisidir.
Şampiyonlar Ligi'nde takımlar kontrollü oyun oynar ve olabildiğince az hata yapıp, rakiplerinin en ufak hatasından yararlanmaya ve tabelayı lehlerine çevirmeyi denerler. Bu arenaya alışık tecrübeli takımlar hata oldukça nadir hata yaparken, bu arenanın yenileri gerek heyecan gerekse tecrübesizlikten birçok hata yapabilir. Nitekim dün öyle de oldu.
Beşiktaş'ın sahaya sürdüğü onbir oldukça dengeli bir ilk onbir. Göbekte oyunu tutabilmek ve orta sahada savunma-hücum arası dengeyi yakalayabilmek için için Atiba ve Gökhan İnler ile başlayan Şenol Güneş, Benfica'nın etkili kanat oyununa karşı sol tarafta Adriano ve Caner ile başladı. İleri uçta ise son haftalarda goller atan ancak performansı henüz geçen senenin altında olan Cenk Tosun'un yerine Benfica'yı tanıyan ve Şampiyonlar Ligi gibi bir platformdaki deplasman maçında kontraya daha uygun Aboubakar ile başladı. Oyunun özellikle ilk beş dakikasında, dakika ona kadar Beşiktaş oldukça iyi oyun sergiledi. Topa hakim oldu, boşluk vermedi, rakibi baskı altına aldı ancak net pozisyon da bulamadı çünkü ligde alışılanın aksine Beşiktaş burada hücum oyunu değil, dengeli bir oyun oynuyordu. Rakibinin verebileceği açıklarla beraber defans arkasına atılacak toplarla Aboubakar gol arayacaktı. Ancak bahsettiğimiz hatalardan birisi oldu ve önce Marcelo kademeye giremedi ve Salvio topa vurdu, ardından Tolga hiç sektirilmeyecek yere topu sektirince Benfica golü rahatlıkla buldu.
Bu golle beraber hem takımın morali bozuldu hem de direnci düştü. Gole kadar etkin olan Beşiktaş, oyunu biraz Benfica'ya verdiği anda en ufak hatadan gol yedi. Beşiktaş da 10-15 dakika toparlanamadı bu golden. Bunun yanı sıra Şenol Güneş'in maç taktiği tamamen değişmeliydi çünkü Benfica evinde öne geçince kontra atak taktiği fazla işe yaramayacaktı, öyle de oldu. Benfica golü bulunca savunma biraz daha geriye yaslandı, defans hattı ve kaleci arasında fazla mesafe kalmayınca da kontra atak denemeleri oldukça etkisiz oldu. Bunun yanı sıra Oğuzhan fizik olarak hazır olmadığından maçta kayboldu. Ayrıca Oğuzhan alışık olduğu mevkide, Atiba'nın yanında sekiz olarak oynamadı, 10 numara oynadı ve bu bölgeye alışık olmadığından doğru pozisyon alamadı, kendisini gösteremedi. İnler-Atiba orta sahası da oyunu tutabilse de, Benfica orta sahasının baskısı altında top çıkarmada zorlandı. Beşiktaş'ın oyununun en önemli bölgesi orta saha oyun kurmak anlamında etkin olamayınca, Beşiktaş ilk yarı pasif oynamasa da hücumda etkisiz bir oyun sergiledi. Ancak tabelaya rağmen maçta Benfica aman aman üstün değildi, Beşiktaş'ın yüklenmeyi denediği pozisyonların ardından hızlı kontralarla gol aradılar ancak tecrübeli oyuncuları eksik olduğundan maçı koparabilecek o son pasları yapamadılar ve ilk yarı 1-0 sona erdi.
Şenol Güneş, cesur bir karar alıp Oğuzhan-Talisca değişikliğini erken yaptı. İlk yarıdaki orta sahadan top çıkarma sorununa bir çözüm olarak orta sahadan İnler-Atiba'dan birisini alıp Talisca'yı sokabilir, Oğuzhan'ı sekiz numaraya çekebilirdi ancak maçı tam olarak riske etmek istemedi ve sakatlıktan tam olarak hazır dönmeyen Oğuzhan'ın yerine maçın kaderini dramatik bir şekilde değiştirecek Talisca'yı oyuna soktu. Oğuzhan'ın aksine Talisca o bölgede daha etkili oldu, sadece 10 numara bölgesinde kalmadı; sağ-sol kanat, ikinci forvet gibi mevki aldı ve hem Benfica oyuncularını peşinden sürükleyip orta alanda boşluk oluşturmayı denedi, hem de attığı paslarla oyunu açtı. Bunun yanı sıra Adriano öne, Caner de en yararlı olduğu mevki olan sol beke geçince sol kanat da daha fazla rahatladı. Zaten sağ kanat birkaç pozisyon haricinde hem Beck'in hem de Quaresma'nın etkisiz oyunu yüzünden fazla işlemedi. Zaten ilk yarıda orta alan kilitlendiğinde kanatlardan da yanıt gelmeyince Beşiktaş hücumda etkisiz kalmıştı. Yine de bu hamleler işe yaramadı ve Şenol Güneş, Adriano'yu çıkarıp Cenk'i oyuna aldı ve Cenk forvete geçip, Aboubakar Ömer'in ligdeki "kanat forvet" görevini üstlendi, zaman zaman Cenk ile forveti ikiledi ve birlikte çalışınca, tek forvette daha çok fırsat yaratabildiler. Quaresma da sol tarafa geçti. Benfica yardımcı antrenörü de orta sahaya daha defansif meziyetleri olan Samaris'i oyuna sokup, orta sahada Beşiktaş'ın işini zorlaştırmak istedi. Dakikalar geçtikçe Beşiktaş pozisyon buldu, Aboubakar'ın da zaman zaman içeriye girip Cenk ile iş birliği yapması Beşiktaş'ı ileride güçlendirse de net olabilecek fırsatlar "tecrübesizlikten" dolayı harcandı. Tüm bu hamleler golü getirmeyince, yaptığı koşularla defansı daima rahatsız eden Olcay, maçtaki taktik değişiklik nedeniyle etkisiz kalan Aboubakar'ın yerine girdi.
Son on dakikada Beşiktaş iyice yüklendi, yüklendikçe de savunmada boşluklar oluştu, risk alındı ancak Quaresma'nın gole yol açacak hatasının gerçekten de bir açıklaması yok. Beşiktaş son dakikalarda yüklense de kaleci Ederson gole izin vermedi, ta ki Benfica'nın hatası değerlendirilene kadar ancak bu hata saha içi değil, saha dışı bir hata, belki de hatadan çok şanssızlık ya da kader. Beşiktaş'ın Benfica'dan kiraladığı Talisca gerçekten de mükemmel yetenekli bir oyuncu. Benfica'da forvet arkası oynadığı dönem oldukça iyi performans sergilese de orta alana çekilince performansı düşmüş, biraz göz ardı edilmişti. Benfica da oyuncuyu Beşiktaş'a kiraladı. O dönem Benfica, Beşiktaş ile eşleşeceğini bilse belki de onu yollamazdı ancak elde olmasa da bu da bir hata! Bu hatanın faturasını da çok etkili frikik kullanabilen Talisca 90+3'te kesti ve Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi B Grubu ilk maçında, Benfica'dan altın değerinde bir puanla döndü.
Şampiyonlar Ligi'nde "hataların değerlendirilmesi"nin dışında bir şey daha vardır "yenemediysen yenilmeyeceksin" rakibinle eşit puan alacaksın yani. Beşiktaş dün gece birçok hata yaptı ancak Benfica eksik kadrosundan dolayı bunları değerlendirilemedi. İlk kuralı Benfica ve Beşiktaş uygulayamasa da Beşiktaş, ikinci kuralı uyguladı ve bir nevi avantajlı duruma geçti. Beşiktaş eğer böyle oynar, hatalarını biraz daha azaltırsa bu gruptan çıkması pek de zor değil. Tabi dikkat etmek gereken şeylerden birisi de Johan Cruyff'un yine hatalarla ilgili bir sözü:
"Bir hata yapmadan önce, o hatayı yapma"
Sanırım yeterince açık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder