Son 16 yıldaki 7 turnuvadan sadece ikisine gidebildiğinizi ve bunlardan birisinde gruplardan elendiğinizi düşünün. Üstelik sıradaki Dünya Kupası'na da gidemediğinizi düşünün. Böyle bir ülkenin mili takımının başında olsanız ne yapardınız? Çoğunuzun cevabı yeni bir iskelet kurup, 2 yıl sonraki Avrupa Şampiyonasını düşünmek olur. Eldeki kaliteli oyuncuları kadroda tutup, gelen yeni ya da genç futbolcuları kadroya katarsınız.
Peki 2018 Dünya Kupası'na resmen katılamayan Türkiye ilk hazırlık maçında ne yaptı? Ancak bunun cevabını vermeden önce Dünya Kupası Avrupa Play-Off'u oynanırken, Dünya Kupası'na katılmayı garantileyen takımların ilk hazırlık maçlarında; hangi yeni isimleri kadroya katmaya çalıştığını, kimleri denediğini ve kimleri kadroya geri kazandırmaya çalıştığına bir bakalım.
Bakmayın Euro 2016'dan olduğuna, çok şey değişti
Fransa
Ülkesinde düzenlenen son Avrupa Şampiyonası'nda finalde Portekiz'e kaybeden Fransa, mükemmel ve geniş kadrosuyla Dünya Kupası'nın en büyük adaylarından. Kadrosundaki yıldız, yetenekli ve genç isimlerin yanı sıra her mevkinin harika alternatifleri de göz dolduruyor. Geniş bir oyuncu havuzuna sahip Fransa, Dünya Kupası'nın dışında kalan Galler ile yaptığı hazırlık maçında 21 yaşındaki Stuttgartlı stoper Benjamin Pavard ilk kez milli formayı giydi. Yedekte ise yine ilk kez forma şansı bekleyen, PSG'nin geleceği parlak stoperi Presnel Kimpembe vardı. Tolisso, Mbappe, Fekir, Rabiot, Thauvin gibi oyuncuları kadroya alan Deschamps, bunlardan Tolisso, Mbappe'ye onbirde, Fekir'e ise yedekten şans verdi. Bunun yanı sıra yaşadığı Premier Lig tecrübesinin ardından iki yıl önce Sevilla'ya transfer olan 28 yaşındaki N'Zonzi de ilk kez milli formayı giydi. Fransa'nın kadrosu o kadar geniş ki, kim dışarıda kalsa biraz haksızlık oluyor. Umtiti, Laporte, Kimpembe, Varane, Kurzawa, Aurier, Sidibe, Mendy; Mbappe, Martial, Lacazette, Fekir, Coman, Griezmann; Matuidi, Rabiot, Sissoko, Tolisso, N'Zonzi, Kanté, Pogba... Biraz lüks mü ne?
Portekiz
İsviçre ile grupta kıyasıya kapışan ve son iki maçta turu kılpayı geçen Portekiz, bu hazırlık maçında birçok yeni ismi denedi. Kadroya Quaresma ve Ronaldo'yu almayan Fernando Santos, Valencia'daki performansıyla iki yıl sonra milli takım onbirine dönen Gonçalo Guedes'e şans verdi. Sol bekte görev verdiği Sportingli Kevin Rodrigues de ilk kez şans buldu. Bunun yanı sıra eski Galatasaraylı Bruma, yedekten girdiği maçta milli formayı ilk kez giydi. Bruma'nın yanı sıra stoper Edgar Ie de yedekten girerek ilk kez milli formayı giydi. Bu isimlerin yanı sıra ikinci yarıda oyuna giren ve bir gol atan Ricardo Pereria, 2 yıl sonra milli formayı ilk kez giydi. Ruben Neves de Gonçalo ve Ricardo Pereria gibi iki yılın ardından forma şansı buldu. Geri dönenlerde ise bir tanıdık isim var: Manuel Fernandes. Beşiktaş'tan Lokomotiv Moskova'ya transfer olan orta saha oyuncusu, oradaki harika performansıyla Santos'un gözüne girdi ve 2010'daki Polonya maçından sonra ilk kez Portekiz formasını sırtına geçirdi.
Belçika
Fransa gibi yetenek açısından sıkıntısı olmayan Belçika, Meksika ile 3-3 kaldığı maçta alışıldığa yakın bir kadro sürdü. Bek eksikliğini sağda Meunier ile gideren Belçika, 2010'dan bu yana milli formayı dört kez giyen Boyata'yı ilk kez onbirde izledi. Monaco'nun yaz aylarında transfer ettiği yetenekli Tielemans da şans buldu, kendisini Belçika'nın güçlü ilk onbirine koymanın yollarını arıyor. Pek fazla şans bulan yeni isim olmasa da Romelu'nun kardeşi Jordan Lukaku, Divock Origi, atanamayan yıldız Januzaj ve milli takımdaki yeri garanti olmayan Mirallas şans bekliyor. Bir de forvet mevkisini tekeli haline getiren Lukaku'nun yedekleri Batshuayi ve Origi'nin ardındaki Depoitre. 2 yıl önce ilk ve tek milli maçına Andorra'ya karşı çıkan ve bir gol atan Huddersfieldlı forvetin bu istatistiği sizi şaşırtmasın; fazla gol atan bir oyuncu olmasa da ileride takımına katkı sağlamaya çalışıyor ve oyuna girerse en azından elinden geleni yapacağı kesin.
Almanya
Belki de Fransa'nın geniş kadrosu ile başa çıkabilecek tek ülke. Son Dünya Şampiyonu Almanya, İngiltere ile 0-0 berabere kalırken ilk kez forma giyen tek isim Leipzig'in sol beki 26 yaşındaki Marcel Halstenberg idi. Ancak bunu Almanya'nın şans vermemesinden çok, Almanya'nın gençlere zaten erkenden fırsat vermesiyle ilişkilendirebiliriz. 23 yaş ve altındaki Emre Can, Matthias Ginter, Joshua Kimmich, Niklas Süle, Leroy Sane, Timo Werner ve Julian Brandt arasından en az maça çıkan 7 maç ile Niklas Süle, ki önünüzde Boateng ve Hummels varsa bu biraz doğal. Zaten her kupaya katılan ve olası bir başarısızlık durumunda kadronun "reset" düğmesine hemen basan Almanya bunları sadece hazırlık maçlarında yapmıyor, resmi maçlarda da gençlerine güveniyor. Onlar bu seviyeyi çoktan aşmış bile.
İngiltere
Eğer onca başarısızlığa rağmen, bizden başka Almanya'nın bastığı "reset"e basmayan bir ülke varsa o da İngiltere. 1966'dan beri kupa kazanamayan milli takım sanki hatalarından ders çıkarıyor gibi. Yıllarca Gerrard, Rooney, Lampard, Scholes, Terry, Ferdinand gibi hem kaliteli hem lider oyunculara sahip olsalar da bir türlü kupa kazanamadılar. Yanlış kadro, yanlış hoca, şanssızlık, lanet... Birçok şey söylenebilir. Ancak İngiltere bunları geride bırakıyor gibi. İngiltere'nin başında neredeyse bir yılı dolduran Southgate; zamanında İngiltere 21 yaş altında çalıştığından gençlere güvenen bir isim. Zaten ilk onbirde şans verdiği 20 yaşındaki Tammy Abraham, 21 yaşındaki Ruben Loftus Cheek, Joe Gomez ve Marcus Rashford bunun bir kanıtı. Chelsea'den sırasıyla Crystal Palace ve Swansea'de kiralık forma giyen Cheek ve Abraham, bu takımlardaki performanslarıyla ilk kez milli takımda forma giydi. Yazın Everton'a transferiyle Britanya tarihinin en pahalı kalecisi olan 23 yaşındaki Jordan Pickford ise Üç Aslanlar formasını ilk kez giyen başka bir isim. Yıllardır tam olarak güven vermeyen İngiltere kalesini devralabilecek mi bunu zaman gösterecek. 20 yaşındaki Liverpoolu Joe Gomez ise sakatlanan Phil Jones yerine görev alarak kendis için ilki gerçekleştirdi. Ayrıca 28 yaşındaki Joe Cork da dört dakika olsa da ilk kez forma giydi. Kim bilir, İngiltere'nin yıldızları her turnuvadan eli boş dönerken gençlerin son iki senede iki kupa kazanması İngilizlerin kaderini değiştirebilir.
İspanya
Bir döneme damga vuran, Avrupa ve Dünya'yı domine eden İspanya biraz düştükten sonra yenilenmesi gerektiğini anladı. Barcelona'nın tiki takasını sergileyen İspanya, biraz Barça'nın şifresinin çözülmesinden, biraz ise Iniesta, Xavi, David Villa gibi sistemin kilit oyuncularının yaşlanmasından revizyona gitti. Oldukça yetenekli oyunculara sahip olsalar da yeni oyuncular kazanmaya çalışmaktan asla vazgeçmiyorlar. Kosta Rika'yı 5-0 yendikleri maçta üç oyuncu ilk kez İspanya formasını giyme onurunu yşadı: Kepa Arrizabalaga, Alvaro Odriozola ve Luis Alberto. Arrizabalaga'nın işi önündeki De Gea'dan dolayı zor, aynı şekilde Jordi Alba ile aynı mevkiyi taşıyan sol bek Odriozola'nın da.Ancak İspanya geleceği düşünerek 23 yaşındaki kaleci ve 21 yaşındaki beke fırsat verdi. Luis Alberto ise diğer iki İspanyol Suso ve Aspas gibi Liverpool'da iyi bir dönem geçirmese de transfer olduğu Lazio'daki performansıyla milli formaya erişti, yine Aspas ve Suso gibi. Aspas 45 dakika forma giyse de Milan'daki performansıyla büyüleyen Suso ilk maçına hala çıkamadı. Tıpkı Sevilla'dan yine Liverpool'a transfer olan, burada bekleneni tam veremeyen ancak üç yıl sonra bu maçt milli takım kadrosuna geri dönüp oynayamayan Alberto Moreno gibi.
Bu kadarla sınırlı değil aslında. D grubunda birinci olup Dünya Kupası'na giden Sırbistan, Laziolu Sergei Milinkovic Savic ve geçtiğimiz sezon Tottenham'dan Werder Bremen'e 300.000 €'ya giden stoper Milos Veljkovic'e ilk kez forma şansı verdi. Özellikle Savic kilit isimlerden olabilir. Kılpayı Dünya Kupası'na giden Arjantin ise 2018 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak Rusya'ya karşı oynadığı hazırlık maçında stoper German Pezzella, Football Manager wonderkidlerinden Cristian Pavon ve PSGli kanat oyuncusu Lo Celso'ya forma şansı verdi. Diego Perrotti ise 6 yılın ardından 15 dakikalığına olsa da forma giydi. Yeni jenerasyon konusunda sıkıntı yaşayan Rusya - acaba neden? Rusya'daki yabancı sınırından olabilir mi? Yok canım (!) - bile yeni isimlere yer vermeye başladı; 22 yaşındaki Lokomotif Moskova orta sahası Anton Miranchuk ilk kez milli formayı giydi.
Son yıllarda şampiyon olan, başarıya ulaşamayan, geniş-genç-harika kadrolara sahip olan ülkeler bile gerek gelecek, gerekse rekabet ve kalite açısından yeni oyuncular ararken Türkiye Milli Takımı, Dünya Kupası'na resmen gidemedikten sonra nasıl bir kadroyla çıkmış bir bakalım.
Öncelikle seçilen isimler: daha önce hiç forma giymeyenler; Emre Akbaba, Barış Yardımcı, Atilla Turan, Kenan Karaman, İstanbulspor'dan kaleci Okan Koçuk ve Jupiler League -Hollanda ikinci ligi- ekiplerinden FC Dordrecht'de forma giyen stoper Erol Alkan. Bunlardan Atilla Turan onbirde, Barış Yardımcı ve Kenan Karaman ise yedekten şans buldu.
Kadroda on maça çıkmayıp oynayanlar; Çağlar Söyüncü, Okay Yokuşlu, Harun Tekin, Yusuf Yazıcı. Yedekten ise Cengiz Ünder oyuna girdi. İlk onbire bakınca en kafa kurcalayan nokta ise Selçuk İnan'ın başlaması. Galatasaray'da yedekten oyuna giren Selçuk'un formu önceki sezonlara göre daha iyi olsa da bu maçta ilk onbirde başlaması pek akla yatmıyor. Gelecek turnuvada 34, elemeler başladığında 33 yaşında olacak Selçuk. Tecrübe için resmi maçlarda kadroya alınabilmesi olağan bir durumken hazırlık maçlarında denenmesi pek mantıklı gelmiyor. Özellikle de milli takıma artık gerçekten de bir "reset" gerekirken. Tabi bu reset ne Abdullah Avcı dönemindeki gibi birden, ne de 2008'deki gibi geç bir şekilde yapılmamalı. İşte tam bu açıdan ilgimizi çekmeyen hazırlık maçları bizim için önemli. Enes, Cengiz, Yusuf, Abdülkadir, Çağlar Söyüncü, Oğuzhan, Kenan Karaman, Yunus Mallı, Emre Akbaba, Okay, Cenk Tosun, Emre Mor, Kaan Ayhan ve kazanılabilecek nicesi...
Yıllardır aynı şeyi söylüyoruz, bu turnuva gitti diğeri gitmesin. Bu sefer gerçekten gitmesin. Yabancı sınırı ile uğraşılacağına, basınla, taraftarlarla uğraşılacağına; bu gençlerden, yaşı daha geçmemişlerden, takımda hiçbir sorun çıkarmayacaklardan maksimum elde edilsin ve bir turnuva daha boş geçmesin. Zaten yenilenemezsek de yenilmeye ve turnuvaların dışında kalmaya devam edeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder