Türk futbolunun Avrupa sahnesinde yeni bir önderi var: Beşiktaş, gruptan lider çıkan ilk Süper Lig ekibi oldu - üstelik bunu Çarşamba günü RB Leipzig'e karşı oynayacakları son grup maçından önce başardılar.
Beşiktaş, komşusu ve rakibi Galatasaray ile Fenerbahçe'nin gölgesinden çıkıp, İstanbul futbolunun yeni kralı oldu. Son iki sezondur şampiyon olan, Avrupa'da ilerleme kaydeden ve futbol dünyasında küresel oyuncu olmak isteyen Kara Kartallar, bu konuda oldukça ciddi.
Beş yıl önce kulübün finansal krizde olduğunu, aleyhinde 142 dava açıldığını ve şike iddialarından ötürü UEFA'dan bir yıl Avrupa'dan bir yıl men edildiğini düşünürsek, şu anki başarı aslında çok daha olağanüstü. Başkan Fikret Orman kimsenin istemediği bir işi üstlendi. Kulübün dibe vuruşu aslında bir lütuftu, yönetim büyük değişiklikler yapacaktı.
"Son birkaç yılda, şampiyonluk mücadelesi vermek gibi kısa vadeli hedeflerin yerine gelecek için bir şeyler yaptık" diyor ESPN FC'ye Fikret Orman. "Bizim için büyük bir adımdı; doğru oyuncuları ve antrenörleri almak, marka yönetimi, sponsorluk anlaşmaları, finansal ayarlamalar, iletişim ve fazlası... Şu an bizim vizyonumuzun amacına ulaşmasına tanıklık ediyorsunuz.
"Sportif ve finansal yapıyı sabit tutmaya çalıştık. Kısa vadede başarı getirecek olsa bile, uzun vadede kulübe zarar vereceğini düşündüğümüz kararlar almadık."
Beşiktaş kemeri sıktı, maaşları yeniden yapılandırdı ve etkileyici sonuçlar veren bir transfer politikası uyguladı. Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi G grubunda bonservise en az para harcayan kulüp (7.1 milyon £). Diğer takımlardan son sıradaki Monaco 91 milyon £ (ancak satışlarda çok daha fazlasını kazandılar); son 16'ya kalamayabilecek olan RB Leipzig 54 milyon £, Porto ise 19 milyon £ harcadı.
Beşiktaş, Real Madrid'den Pepe'yi bedavaya alırken, Alvaro Negredo, Gary Medel ve Caner Erkin'i düşük bonservislerle kadrosuna kattı, Anderson Talisca ve Jeremain Lens de kiralandı.
Sosyal medya konusunda ise Beşiktaş rakiplerini geride bıraktı. Eğer geçen yaz boyunca telefonunuz kapalı değilse, Kara Kartallar'ın oldukça popüler "Come to Beşiktaş" transfer duyuru videolarından birisini görmüş olmalısınız.
Biraz eğlenceli görünebilir ancak kulübün küresel bir marka olma çabalarından birisiydi. Beşiktaş dünya çapında en hızlı büyüyen üçüncü spor hesabına sahip; aynı zamanda tüm sosyal medya hesaplarında toplam 11.3 milyon takipçiye sahip olan Kara Kartallar, Twitter'da gönderi başına en çok etkileşim alan dördüncü hesap.
Orman'ın Beşiktaş'taki vizyonu, yerel başarıdan çok daha fazlası ve gözünü daha büyük bir başarıya dikmiş durumda: kulübün dünya genelinde 100 milyon taraftara sahip dünya çapında bir markaya dönüştürmek.
"Bu bilinci yaratabilmek için Türkiye dışında projelerimiz var" diyor Orman. "Çin'de maç yapan ilk Türk takımı olarak tarih yazdık [Temmuz ayında Zhuhai'de Schalke ile karşılaştılar]. Uzak Doğu turu, hedefimiz doğrultusundaki ilk önemli adımdı. Gelecek birkaç sezon bu çalışmalarımızı arttıracağız. Çinli yetkililer bizi ziyaret etti ve uzun vadeli hedefleri tartışmak için tekrar görüşeceğiz. Her bölgede küreselleşme projemizi devam ettireceğiz, Çin turunu; Asya ve Orta Doğu'nun yanı sıra Avrupa ve Birleşik Devletleri'ndeki projelerimiz izleyecek."
Beşiktaş sahada da etki bırakıyor. Teknik direktör Şenol Güneş, çok az teknik direktörün başa çıkabildiği, farklı oyunculardan kurulu bu grubu, dikkate alınması gereken bir güce dönüştürdü. Ricardo Quaresma'yı sürekli olarak en üst seviyede oynatabilen her teknik direktör onur madalyasını hak eder; Rafa Benitez döneminde Ajax'tan transfer edilen Ryan Babel için Liverpool taraftarının umduğu performansı Şenol Güneş ortaya çıkardı; Benfica'da form durumu sürekli değişen Anderson Talisca, Beşiktaş'ta "Bay İstikrar" oldu.
Güneş aynı zamanda Cenk Tosun'u, kadrodaki bir oyuncudan, Şampiyonlar Ligi'nin en iyi santraforlarından birisine dönüştürdü - dört gol, iki asist; Portsmouth'un eski sol beki Dusko Tosic, Pepe'nin stoperdeki partneri oldu; Arsenal ise, eski genç takım oyuncularından Oğuzhan Özyakup'un, yeni takımını Şampiyonlar Ligi'nde son 16'ya taşırken gösterdiği başarıya kıskanç bir şekilde bakıyor olmalı.
"Yönetime, kendi alanlarında uzman kişileri getirdik, katkıda bulunmak için buradalar ancak ne yazıkki bu Türk kulüplerinde pek görülmeyen bir durum" diye ekliyor Orman.
Güneş faktörü azımsanamaz ancak stadyum faktörü de azımsanacak gibi değil. Nisan 2016'da açılan Vodafone Park, muhteşem bir etkiye sahip ve kulübün gelirlerini de arttırmış durumda. Etkileyici bir mühendisliğe sahip olan Vodafone Park, cenneti andıran bir konuma sahip İnönü Stadyumu'nun kalıntılarından bir anka gibi yükseldi.
Çok az futbol stadyumu bu manzaraya sahip ancak RB Leipzig santraforu Timo Werner, görünüşün aldatıcı olabileceğini öğrendi... yeni stadyum oldukça gürültülü. (Şampiyonlar Ligi 2. haftasında 2-0 yenildikleri maçta önce kulak tıkacı taktı, ardından da ilk yarının ortalarında seyircilerin sesi çok fazla olduğundan oyundan çıkmak istedi, ancak daha sonra bunun nedeninin "dolaşım ve nefes sorunları" olduğu söylendi.)
"12. Adam" Beşiktaş'ta bir klişe değil. Kulüp hala 1903'te kurulduğu bölgede; taraftarlara göre futbol bir oyundan fazlası. Logosundaki renkleriyle Beşiktaş'ın rakiplerinden Galatasaray'ı andıran McDonald's, semtten ötürü rengini değiştirmek zorunda kaldı. Dünyadaki tek siyah-beyaz logoya sahip McDonald's İstanbul'da.
"Taraftarlarımız hikayemizdeki ana karakterler" diyor Orman. "2013 ve 2016'nın ilk yarısı arasındaki iç saha maçlarımızı Atatürk Olimpiyat Stadı, Başakşehir, Konya ve Ankara'daki stadyumlarda oynadık. Bize daima inandılar ve takımı desteklemek için bizimle her yere geldiler. Beşiktaş taraftarları bu ailenin ana parçası. Bu artık çoğu kulübün sahip olmadığı gerçek bir güç."
Beşiktaş şu an zirvede; gelecek yıllarda küresel oyuncu olma konusunda kendinden emin ve kararlı. Bu büyük planlar şu an abartılı gelebilir ancak birkaç ay önce G Grubu'nu lider tamamlamak da kulağa abartılı geliyordu. Kara Kartallar, Şampiyonlar Ligi'ndeki beklentiyi aştı ve onlar için sınır yok.
"Herkes gücümüzü ve UEFA Şampiyonlar Ligi'nde yapabileceklerimizi gördü" diyor Orman. "Bu noktadan sonra kurada hangi takımın geleceği fark etmiyor. Elimizden geleni yapıp, olabildiğince ilerlemeye çalışacağız."
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder