18 Ağustos 2017 Cuma

#SEZONGELİYOR




Şu günlerde oldukça revaçta olan iki şey var: futbolun geri dönüşü ve Game of Thrones. Liglerin başlaması, bir süredir süren Avrupa Kupaları elemeleri ile futbol geri döndü. Süper Lig ise "kış gibi" geldi.


Westeros'ta kış nasıl çetin ve zorlu geçiyorsa Süper Lig de öyle olacak gibi görünüyor. Dört-beş -belki de sürpriz bir ekip de olur- takım şampiyon olmak için kapışacak. Tıpkı Game of Thrones'ta Westeros'a hakim olmak için savaşan haneler gibi. Peki şampiyonluk kimin olacak? Taht kimin olacak? Bunlar cevapları farklı zamanlarda öğrenilecek olan iki farklı soru. Ya Game of Thrones dünyası ile Spor Toto Süper Lig birleşseydi ortaya ne çıkardı? Kim hangi hanedanlık olurdu? Dahası yaşayanları yok etmek isteyen Akgezenler kimler olurdu?

Not: Diziyi izlemediyseniz spoiler içerir. 



Lannisterlar - Galatasaray

Lannisterlar her ne kadar yedi krallığın başında olsa da Galatasaray 2 sezondur ligin kralı değil. Ancak Lannisterlar ile birçok benzer yanları var. Mesela iki tarafın da sembolü aslan. Bu en göze çarpan özellik olsa da hem Lannisterlar hem de Galatasaray istediklerini elde edebilmek için yüklü harcamalar yapmaktan kaçınmıyor. Bir zamanlar sahip oldukları altınlarla refah içinde yaşayan Lannisterlar, Demir Banka'ya borcunu ödeyebilmek için Highgarden'ı işgal etti. Kulağa tanıdık geliyor mu? Borcunu ödeyebilmek için Riva'yı satan Galatasaray da bu sene şampiyon olmak için oldukça fazla para harcadı - tıpkı Targaryenlara karşı olan savaşı kazanabilmek için para harcayan Lannisterlar gibi. Ancak Lannisterların aldıkları paralı askerler pek de fark yaratacağa benzemiyor. Galatasaray ise Gomis, Belhanda, Fernando, Ndiaye, Mariano gibi transferlere para saçsa da ilk haftadan gördüğümüz kadarı ile eski ritmini bulmuşa benziyor. Bu isimler de bir Euron Greyjoy etkisi yaratıp Galatasaray'a tacını kazanmasında yardımcı olabilir mi hep beraber göreceğiz. 



Targaryenlar - Fenerbahçe

Fenerbahçe'nin Targaryenlar kadar güçlü olmadığı kesin çünkü sahanın üstünde uçup ateş püskürtecek üç ejderhaları yok. Ancak Giuliano, Valbuena ve Isla onların yerini bir nebze olsa da tutabilir. Bir zamanlar sahip olduğu şampiyonluğa kavuşma arzusu, Daenerys Targaryen'ın Demir Taht'ı alma arzusu kadar fazla olan Fenerbahçe istediğini alabilmek için hiçbir şeyden kaçınmayacak gibi duruyor. Üç ismin yanı sıra kadrosuna Soldado, Dirar, Mehmet Ekici'yi katan Fenerbahçe'de "Greyworm" Kameni'nin yıllardır kendisine hizmet eden "Jorah Mormont" Volkan Demirel ile kıyasıya bir rekabete gireceği kesin. Dany macerasının başından beri Drogo, Dario gibi isimleri kaybetti. Fenerbahçe de geçen sene takımın en iyi iki oyuncusu olan Lens ve Kjaer'i kaybetse de "Zincirkıran, Ejderhaların Annesi, Khaleesi" Daenerys gibi gözünü hedefe dikmiş durumda. Fenerbahçe sezon sonunda "2017-2018 şampiyonu, Dört Yıldızlı, Brezilya'nın 10 numarasının takımı" gibi unvanlara sahip olur mu sizce? 



Üstatlar - Beşiktaş

Evet, Üstatlar herhangi bir hanedanlık değil. Savaşın içinde değiller. Onlar Yedi Krallık'ı koruyan, gözeten ve herkesin sözünü dinlediği insanlar. Beşiktaş da iki sezondur şampiyon olup doğruların kendisinde olduğunu, başarı için yaptıklarının geçerli olduğunu gösteriyor. Feda sezonundan beri yapılan doğru işlerle belini doğrultmaya başlayan Beşiktaş, eksiklerini tamamladı ve Avrupa'da geçen sezondan fazlasını isteyebilir. Ancak yere düşmeye en yakın olduğunuz an zirvede olduğunuz andır derler. Beşiktaş da doğrularından ve başarılarından ötürü rehavete kapılırsa Sam'i dinlemeyen Baş Üstatlar gibi hata yapıp büyük bir faciayı ön göremeyebilir. Yönetim, hastaları iyileştiren Üstatlar gibi Beşiktaş'ın da hastalıklarını bulup transferlerle tedavi etti. Şenol Güneş de son iki sezondaki gibi bir kez daha ligin "Baş Üstat"ı olabilecek mi? Eğer bunu yapar ve Avrupa'da başarılı olursa onun adına Eski Şehir'deki kütüphanelerde bulunmak üzere bir kitap yazılabilir. 




Starklar - Trabzonspor

Kuzey'in Kralı-Kuzey'in Oğlu. Pek de fark yok? Dizinin başından beri başlarına gelmedik şey kalmayan Starklar, yıllardır badireler atlatan ve kaostan kurtulamayan Trabzonspor'a oldukça benziyor. İyi başlayan sezonlar-Robb'un başarılı başlayıp kötü son bulan isyanı, Ned Stark'ın ölüşü-2011'de kılpayı kaçan şampiyonluk ve çok daha fazlası.  Ancak gelecek bu sefer daha aydınlık gözüküyor. Kuzey'in Kralı Jon savaşta hangi tarafı seçeceğini bilemezken Trabzonspor'un 50. yılında hedefi açıkça belli: şampiyonluğu almak. Jon'un Demir Taht'a oturup oturmayacağı bilinmez ancak yıllar sonra Trabzon'a geri dönen Burak Yılmaz Gol Krallığı Tahtı'na oturabilir. Geçen sezon iyi bir kadroya sahip olsa da beklentileri karşılayamayan Trabzonspor'da bu sezon Ersun Yanal'ın hedefi belli. Yatmadan her gece Arya gibi isimleri sıralıyordur " Şenol Güneş, Igor Tudor, Aykut Kocaman, Abdullah Avcı..."




Akgezenler - Başakşehir

Güneyde hanedanlar krallık için kapışırken kuzeyde başka bir tehdit doğuyor: Akgezenler. Burada güney-kuzey ayrımı yok, tek bir şehir var. İstanbul devleri transfer bombalarını patlatırken, geçen sene sürpriz bir şekilde şampiyonluğa oynayan Başakşehir'in bu sezon en az Avrupa'yı hedeflediği kesin. Kadrosunun eksik bölgelerini Chedjou, Clichy, Elia gibi isimlerle tamamlayan Başakşehir aynı zamanda Gece Kralı gibi eski Beşiktaş oyuncularını kendi tarafına kattı: Gökhan İnler ve Kerim Frei. Geçen seneki kadrodan en büyük eksiklikleri yollarını ayırdıkları Yalçın Ayhan ve başka bir diyara, Roma'ya, giden Cengiz Ünder.  Yine de Başakşehir tıpkı Akgezenler gibi gittikçe güçlendi ve kadrosunu genişletti. Yani olası bir eksiklikte bu sefer başları fazla ağrımayacak, tıpkı her geçen gün artan Akgezenler gibi. Bakalım "Gece Kralı" Abdullah Avcı yönetiminde gerçek tehdidin kendileri olduklarını gösterebilecekler mi? 



Greyjoylar - Bursaspor

"Ölen bir şey bir daha ölmez" der Greyjoyların mottosu. Peki küme düşmekten kılpayı kurtulan bir takım tekrar bu tehlikeyi yaşar mı? Bursaspor'un da Greyjoylar gibi eski günlerini mumla aradığı kesin. Bir zamanlar denizlere korku salan Greyjoylar, şu an savaşta iki farklı tarafta yer alıyorlar. Bursaspor ise ligdeki savaşta kendini kurtarmaktan fazlasını aramayacak, tıpkı eski Greyjoy kralı Balon gibi. Bursaspor'un bu sene ne Yara ne de Euron gibi macera aramayacağı kesin. Balon gibi başlarını dertten uzak tutmayı deneyecek olsalar da bir kez daha Theon gibi tehlike üstüne tehlike yaşama olasılıkları yok değil. Gerçi Paul Le Guen'in hepsinden daha aklı başında olduğu kesin. Her ne kadar "Boğulmuş Tanrı"ları olmasa da takımın "kaptanı" Batalla bir kez daha takımını açık denizlerdeki fırtınalardan başarılı bir şekilde çıkarabilir. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder