25 Nisan 2014 Cuma

 İYİ NİYET KÖTÜ YÖNETİM





  Beşiktaş yönetimi 2012 yılında göreve geldiğinde çoğu Beşiktaşlı geleceğe umutla bakmıştı. Hele hele o 8 yıl boyunca Süleyman Seba döneminin tam tersi olan yönetimden sonra. Borcu 0 olan kulüp 8 yılda yüz milyon dolarlarca borca girmişti ve yeni yönetimin işi zordu.
Onların tabiri ile "Ateşten Gömlek" giyilmişti. Bu tabir herkesin hoşuna gitmese de bir nevi doğruydu çünkü bu koşullar altında başarıya ulaşmak oldukça zordu ve Beşiktaş gibi büyük bir camiada beklenti her zaman başarıdır. Rakipleri milyonları rahatça harcarken Beşiktaş yönetimi ince eleyip sık dokumalıydı.


 2. yılını dolduran yönetim oldukça iyi niyetli çalıştı şu ana kadar. Borçlar yapılandırıldı, ödemelerin aksaması her branşta daha düzenli olmaya başladı (her ne kadar hala aksayarak olsa da en azından 9 ay geriden gelen maaşlar 4 aya kadar indirildi). Futbol Şubesinde Slaven Bilic & Önder Özen birliği taraftara güven verdi ve geleceğe umutla bakılmasını sağladı. Futbolu bilen iki adam iyi işler çıkartacaktı, ve uyumları da oldukça iyiydi.

 Tabi her şey tıkır tıkır işlemedi ve bazı aksaklıklar oldu. Fikret Orman iyi niyetli bir başkan, Beşiktaş için elinden geleni yapıyor ancak her zaman iyi şeyler yapmadığı bir gerçek. Bilic ve Önder Hoca'nın istememesine rağmen transfer edilen Sezer Öztürk, kulübe hiçbir katkı sağlamayan Gökhan Süzen, 2 sezon önce takımın en banko oyuncusu olan Egemen Korkmaz'ın rakibe kaptırılması bunlardan bazıları... 

 Bu sabah bu hem iyi, hem kötü işlerin bir nevi karışımı ile uyandık. Beşiktaş resmi sitesinden Fenerbahçe'nin cezasının ertelenmesi için bir açıklama yayınladı ve TFF'ye seslenişte bulundu. Bu güzel bir hareket. Sonuçta neredeyse koca yıl Fenerbahçe Futbol Takımı çalıştı ve şampiyonluğu hak etti, bunu seyircileriyle kutlamak onların en büyük hakkı, ancak PFDK'nın verdiği ceza buna engel. Bu cezanın ertelemesinden yanayım. Ayrıca sadece futbolun değil, sporun hatta ülkenin bu kadar gergin olduğu bu zamanda bu yapılan oldukça hoş bir davranış. Kulübü bundan dolayı takdir etsem de iki şey kafamı kurcaladı. 

 Birincisi Fenerbahçe'nin daha bir Rizespor maçı olması. Tarih boyunca Fenerbahçe Rize'ye karşı oldukça üstün ve bu hafta en azından beraberlik alıp şampiyonluklarını ilan etmeleri oldukça büyük bir ihtimal. Daha bu maç varken bu yazının yazılması ne kadar doğru, buna ben karar veremedim. Zaten verilen maç bir ceza ve Fenerbahçe'nin evinde iki maçı var, son maçında şampiyonluğunu kutlayabilir.


 İkinci nedense biraz kulüp ile alakalı. Bu sezon Beşiktaş'ın başına gelmeyen kalmadı. Sanki kulüpte büyük bir bela var. Hangi birini saysam bilemedim. Sahaya giren taraftarın Fernandes'e tekme atması, Fernandes'in küsmesi ve eski formundan uzak olması, Sezer ve Toroman olayı, Sezer'in bıçaklanması, 50'den fazla sakatlık, Gökhan'ın vurulması, yıllardır bitmek bilmeyen ama bu sene hat safhaya ulaşan hakem hataları... Daha unuttuğum o kadar olay vardır ki, unutulmayacak gibi değil çünkü. Rıdvan Dilmen bu sene bir programda "Beşiktaş'ın bu sene başına çok garip olaylar geldi" demişti, aynen öyle oldu. Sanki Talihsiz Serüvenler dizisindeyiz! Bu kadar olumsuzluğa rağmen Beşiktaş Yönetimi bu olayların çoğuna sessiz kalmıştır. Ne bir açıklama yapmıştır ne de bir tepki göstermiştir. Bu Beşiktaşlılık duruşundan mıdır, sakin kalmaktan mıdır, yoksa alınan bir karar mıdır bilinmez ancak Beşiktaş'a zarar verdiği kesin. Rakipler en ufak bir hatada bile etrafı ateşe verirken Beşiktaş sessiz kalmıştır, tabi Bilic'in tepkisini saymazsak. Beşiktaş'ın rakibinin iyiliği için bir açıklama yayınlarken kendisi için hiçbir şey yapmaması beni bir taraftar olarak hem üzmüştür hem sinirlenmiştir. Yönetim 2 yıldır olduğu gibi burada iyi niyetli olurken yine bir yanlış yönetim ile kendi taraftarının tepkisini bir nebze de olsa almıştır.

 Yanlış anlaşılmasın, umarım Fenerbahçe'nin cezası ertelenir ve hak ettikleri şampiyonluğu taraftarları ile kutlayabilirler. 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder