GÜN GELİR DEVRAN DÖNER
2012'nin rövanşı olarak nitelenebilecek olan bu eşleşmenin ilk maçını evinde Madrid 1-0 önde kapamıştı. Maç öncesi herkesin beklentisi Madrid'in sağlam defans yapması ya da deyim yerindeyse "otobüsü park etmesi" idi.
Ancak Ancelotti maç öncesi toplantısında Allianz Arena'ya oynamaya gittiklerini, katı defans yapmayacaklarını ve ataklarda onlarında olacaklarını belirtmişti. Zaten kadrolar gelince Di Maria-Bale-Ronaldo-Benzema dörtlüsü ilk 11'de başlayınca bu bir risk olarak görülmüştü. Münih gibi skorer bir takımın evine bu dört hücum oyuncusu ile gitmek bir riskti. Bu risk Münih'in turu alacağı algısını yarattı.
Maçın başı ortada geçti, iki takımda topa hakimiyet kuramıyordu. Münih geriden çıkmaya çalışırken Madrid'in ön dörtlüsü baskı yaparak Bayern'in çıkmasını engelledi ve Bayern'in iyi ataklar başlatmasına izin vermedi. Ancelotti'nin dediği gibi Madrid fazla geriye yaslanmadı ama defansta taviz vermeyip, sıkı oynayarak kaptıkları toplarla kontra atağa çıkmayı denedi. Madrid oyuncuları kaptıkları topları ilerideki BBC yani Benzema-Bale-Cristiano üçlüsüne uzun oynuyordu. Özellikle Ronaldo ve Bale hızları ile topu alıp tehlike yaratabilecek iki oyuncu.
İlk tehlike 9. dakikada Neuer'in hatalı çıkıp kaleyi boşaltmasıyla geldi, ancak Bale şık gol atacağım derken golden oldu ve bu fırsatı harcadı. Madrid takım olarak pres yaparak Bayern'in rahat paslaşmasını ve aradıkları boşlukları bulmasına izin vermedi. Rahat paslaşamayan Bayern afalladı ve ileride oyun kuramadılar. Ribery ve Robben adam eksiltme yetenekleri ile şans yaratmayı denedi ama sağlam Madrid defansı buna izin vermedi.
Daha sonra biri korner, biri serbest vuruştan gelen iki orta Bayern ağlarını sarstı. Golü atan mı? 2012 yarı finalinde kaçırdığı penaltı ile 2 yıldır "trolllenen" Ramos! 20. dakikada santra yapıldıktan sonra Bayern daha fazla topla oynamaya başladı ve daha çok topa sahip oldu. Madrid ise toplamda 3-0 olan skoru korumaya baktı. Maçın başındaki taktik daha defansif bir şekilde devam ediyordu. Münih yavaş yavaş yüklenirken kapılan bir top ve hızlı, 10 saniyede yapılan dört adet pasla yapılan atak sonunda golü getirdi. Münih top çevirerek Madrid defansını bir türlü aşamazken Madrid boş alan bulunca verilecek dört pasın gol olabileceğini gösterdi. Ronaldo bu atağı gole çevirirken bu sezon Şampiyonlar Ligi'ndeki 15. golünü atarak rekor kırıyordu. İlk devrede yenen üç gol Münih'i psikolojik olarak çökertti ve bunun belirtileri görünüyordu.
İlk yarı %59'a %41 Bayern topla daha fazla oynamasına rağmen ilk maçta olduğu gibi skor Madrid lehineydi, üstelik 3-0'lık bu net skor turun geldiğinin gösteriyordu. Devre arası Mandzukic-Martinez değişikliği hem yetersiz olan Mandzukic'in çıkmasını hem de Martinez'in orta sahayı kalabalık tutup pas temposunu arttırmasını hem de ilk yarı yenen 3 golün bir daha gelmesini engellemek amaçlıydı. Yine de Münih ikinci yarı yüklenerek başladı. Ancak kazanmasını iyi bilen hocalardan biri olan Ancelotti takımına yaptığı sağlam defans kurgusu ile bırakın gol yemeyi ilk 10 dakika neredeyse kalesinde tehlike görmedi. Münih gittikçe daha dikine oynamaya başladı. Önce 52'de Alaba'nın şutunu kafayla çıkaran günün adamı Ramos oldu, ardından ise Robben'in sol ayağının içiyle vurduğu şut az farkla dışarıya çıktı. 60. dakika itibari ile pas sayıları 414-173 Bayern lehineydi ve %81-%67 isabet oranı da Münih lehineydi ama tıpkı pozisyon istatistiği olduğu gibi bu da sadece istatistikti. Ne demiş Sir Alex Ferguson "İstatistikler mini etek gibidir, bazen çoğu şeyi gösterir ama asıl isteneni göstermez". Asıl istenense goldü ve Bayern hiç atamazken Madrid tam 3 tane atmıştı!
65'te Coentrao kale dibinden vurdu ama Neuer kurtardı ve tur umudunu az da olsa takımında tutmayı başardı. Münih yüklensede takımın en önemli iki silahı olan Ribery ve Robben'i Madrid bekleri Carvajal ve Coentrao maç boyunca iyi savundu. Di Maria ve Bale zaman zaman gelerek beklere yardım edip ikiliyi oyundan yıldırmayı başardı. Yavaş yavaş maçın son anlarına yaklaşırken Götze 75'te kalenin dibinden zor pozisyonda az farkla dışarıya yolladı. Hemen ardından Kroos'un şutu az farkla auta gitti. Bu dakikadan sonra Münih fazla atak yapamazken Madrid yavaş oynadı ve oyunu soğuttu. 89. dakikada Ronaldo frikikten teknik ve zeka gerektiren bir gol attı ve bu sezon Şampiyonlar Ligi'ndeki 16. golünü attı.
Madrid bu zorlu deplasmanda hem iyi defans yaptı hem de otobüsü park etmeyerek tarihi biz zafer aldı. Bu skorla beraber Ronaldo ve arkadaşları Lizbon biletini aldı. Bunu yaparken tüm eleme turlarında Alman takımlarını elemeleri de ilginç. Ronaldo futbola profesyonel olarak başladığı şehre dönerken 2012'de Madrid taraftarına söz verdiği finali de vermiş oldu. Peki ama Madrid'in en son 12 sene önce aldığı bu kupayı da taraftara ve kulübe verebilecek mi? Burasını bilemiyoruz, bunu gelecek gösterecek.
Tabi bu maçın ardından Bayern'den biraz bahsetmezsek olmaz. Bayern maçın favorisiydi ancak evinde aldığı bu 4 farklı şok mağlubiyet kesinlikle kulüpte bazı sorunlara neden olacak. Zaten futbol tarzı nedeniyle kulübün efsanesi olan Beckenbauer'in eleştirilerine sık sık maruz kalan Pep Guardiola, şimdi bu eleştirilerin daha fazlasıyla yüz yüze gelecek. Sonuçta geçen sene aldığı takım dikine oynayan ve Barcelona'ya iki maçta 7 atan, Şampiyonlar Ligi'ni kazanan takımken, şimdi iki maçta Madrid'den 5 yedi. Pep'i zor günlerin beklediği bir gerçek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder