BİR KULÜPTEN DAHA FAZLASI: DARÜŞŞAFAKA
Ben basketboldan fazla anlayan birisi değilim. Oyuncu bilgim oldukça sınırlıdır, hala hakemin kararlarını tam olarak anlamam, ayrıca bu Beşiktaş ve Darüşşafaka harici pek takip etmem.
Ancak kesin olarak bildiğim iki şey var, birincisi yaklaşık 10 yıldır içinde bulunduğum Darüşşafaka'nın nasıl bir kurum olduğu ve tarihçesi, ikincisi ise bu sene oluşan yanlış algı.
Ancak kesin olarak bildiğim iki şey var, birincisi yaklaşık 10 yıldır içinde bulunduğum Darüşşafaka'nın nasıl bir kurum olduğu ve tarihçesi, ikincisi ise bu sene oluşan yanlış algı.
Darüşşafaka'nın tarihçesine fazla girmeme gerek yok. Şüphesiz ülkemizdeki en köklü eğitim kurumu. Kısacası açıklamak gerekirse Osmanlı'da eğitim alanında ilk sivil toplum hareketidir. 1863'te bir araya gelen bir kaç aydının hedefi, maddi durumu eğitim görmelerine el vermeyen yetimleri okutmaktı. Cemiyet 1863'te kurulurken 10 yıl sonra Fatih'teki okul açılır. Gerisini zaten ararsanız bulursunuz, gerek Vikipedi'den, gerek başka kaynaklardan.
Bu denli yüce bir amacı olan kuruma kimsenin dil uzatması beklenmez, tabi bu kurumu ve amacını bilmeyen biriyseniz. İşte burada o yanlış algıya geliyoruz. Bu yaz Doğuş Grubu'nun takımla bir anlaşma yapması üzerine takımın adı "Darüşşafaka Doğuş" olarak değişti. Kulüp bu anlaşma ile uzun süreli bir maddi güç buldu. Tabi bununla beraber profesyonel yapılanma geldi, kadro kalitesi arttı, hedefler büyüdü... Yıllardır finansal olarak sıkıntı çeken kulübe adeta bir ilaç oldu bu anlaşma. Kulübün 100. yılı olması ile herkesin beklentileri arttı. Herkes yıllar sonra BBL'ye yükselmeyi istiyordu. Zaten basketbolun köklü kulüplerinden Darüşşafaka'nın yeri BBL'dir ancak zamanında yaşanan finansal sıkıntılardan dolayı bu takım bir alt lige düştü. Şimdi ise bizi bu alt lige düşüren sıkıntının ilacı bizi bir üst lige taşıdı.
Biz Darüşşafakalılar olarak geçmişimizi, neler yaşadığımızı, sıkıntılarımızı biliyoruz ancak dışarıdan bu böyle görünmüyor. Sezon boyu gerek sosyal medyadan, gerek tribünlerde bu yanlış algılar sözlere döküldü. Oluşan algı "Darüşşafaka'nın sadece Doğuş grubu ile var olabileceği ve bu kulübün sahipsizmiş gibi taraftarı olmaması". İki yanlış algı.
Birinci algı "Doğuş Grubu olmadan kulübün var olamayacağı". Bu algı ya bilgisizlikten dolayı oluşan bir algı. Çünkü Darüşafaka Spor Kulübü tam 100 yıldır var ve bu yıla dek kendi ayaklarının üstünde varlığını sürdürdü. Kurulduğu tarihten bu yana altyapısından bir çok oyuncu çıkararak Türk Basketboluna hizmet eden bir kulüp.Zamanında kısıtlı imkanlara rağmen Avrupa'ya gidip ülkemizi başarıyla temsil etmiş bir kulüp. Zamanla paranın sporu gölgelemesine karşın geleneklerinden ödün vermeyen, altyapısından yetenek çıkaran bir kulüp. Doğuş ile olan anlaşma kimseyi yanıltmasın. Böyle bir köklü camianın gelenekleri hiç bir türlü değişmez. Zaten günümüzde hangi spor olursa olsun altyapınız güçlüyse sizde güçlü olursunuz. Bunun nedeni çıkardığınız yeteneklerin sizi bir süre boyunca taşıması ve o kulüpten ayrılırken gelir bırakması. Altyapı eşittir kazan kazan durumu. Yani Doğuş Grubu ile olan anlaşmanın bu kulübü ya da geleneklerini değiştirdiği yok. Değiştirdiği tek bir şey var onu da zaten belirttim, bütçe. Bu kulüp zaten 100 yıldır bir çok kez finansal sıkıntılar çekti, şimdiyse bu anlaşma ile kulüp finansal açıdan rahat.
İkinci algı ise "kulübün taraftarının olmayışı". Darüşşafaka bir eğitim kurumu ve spor kulübüdür. O takımda nasıl okulun öğrencileri geçmişte oynadıysa ve halen oynuyorsa, diğer öğrencilerde okulunun takımını tribünde destekler. Ufak bir grupta olsa, bir taraftar grubundan çok öğrenci topluluğu da olsa takım parkeye adım attığında o öğrenciler takımları için bağırır. 5. sınıftan Lise Son öğrencisine kadar hepsi o tribünde, omuz omuza, kulübe destek olmak için bağırır. Çoğu kulübün aksine taraftar ve kulüp gerçek anlamda iç içedir. Takım antreman yaparken okulun öğrencileri onları izleyebilir, başka kulüplerde ise bin bir uğraşın ardından bir antremanı izlemeye gidebilirsiniz. Taraftar, yani öğrenci, oyuncuları neredeyse her gün görür ve selamlaşırlar, hatta sohbet bile ederler, aynı yemekhanede yemek yerler.
Kısacası bu kulüp ne "satılmıştır" ne de sahipsizdir. Bu kulüp 100 yıllık dev bir çınardır. Kulübün taraftarları olan öğrenciler ise 150 yıllık çınarın birer parçasıdır. Kimse bu kadar büyük bir kulübe, böyle yüce bir amacı olan bir kuruma laf edemez.
Her neyse fazla uzattım. Dün akşam gelen şampiyonluk harikaydı. Yıllardır çekilen acılardan sonra bu zafer harika oldu. Umarım bu bir çoğunun ilki olur. Daha nice zaferlere DAÇKA!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder