29 Temmuz 2014 Salı

AVRUPA AŞKINA



Yaklaşık 5 senedir Şampiyonlar Ligi, 2 senedir de Avrupa hasreti çeken Beşiktaş yarın akşam Feyenoord maçıyla Avrupa'ya ve Şampiyonlar Ligi'ne dönüyor. Tabi tam bir dönüş diyemeyiz çünkü henüz geçmesi gereken iki tur var, bunları geçmesi halinde Şampiyonlar Ligi'ne gidecek.
Önümüzdeki turlara ve maçlara bakmaktan çok gelecek iki maça bakmak lazım ve bu iki maçta rakip Hollanda temsilcisi Feyenoord. Her ne kadar kuradan belli bir süre geçse de ve maç yarın oynanacak olsa da Beşiktaş'ın bu önemli sınavından önce yazma gereği duydum. Bu kadar geç kalmamın nedeni ise Feyenoord hakkında bilgi toplamak.

YENİDEN DOĞUŞ

 Feyenoord son bir kaç yılda Ronald Koeman ile iyi bir ivme yakaladı.Koeman gelmeden önce takım düşüşteydi. 100. yılda alınan kötü sonuçların ardından Verbeek kovuldu ve yerine yardımcısı Leon Vlemmings geldi ve takım Avrupa Ligi'ne katılabilecek bir pozisyonda ligi bitirdi. Ertesi sezon takımın başına Mario Been geçti. Been'in Avrupa'da başarılı sonuçlar alması ile onun iş için uygun adam olduğu düşünüldü. İşler güzel giderken takımın eski menajeri Leo Beenhakker takımın Sportif Direktörü oldu ama daha sonra işler kötüleşti. PSV'ye karşı alınan 10-0'lık yenilginin alınması, Feyenoord yöneticileri ile yaşadığı problemler onu istifa ettirdi. Yerine ise Eredivisie'nin başka bir ekibi olan Roda'nın Teknik Direktörü Martin van Geel getirildi. Been ise 18 oyuncunun yaptığı oylamada 13 oyuncunun onu istememesi ile macerasının sonuna geldi. Been'in gidişinin ardından ilk hedef Van Gaal olsa da Hollandalı hoca onları reddetti ve ardından takımı tekrardan şahlandıracak Ronald Koeman takımın başına geldi. Onun gelişiyle Leroy Fer, Wijnaldum gibi oyuncular takımdan ayrılsa da o sene bir çok oyuncu altyapıdan çıkardılar ve bunlardan birisi de takımın kaptanı Clasie.

KAYIPLAR

 Ancak bu sezon Koeman Southampton'a gitti ve giderken yanında Graziano Pelle'yi de götürdü. Takımın tek kayıbı İtalyan forvet değil. Dünya Kupasında başarılı bir performans sergileyen Hollanda Milli Takımında oldukça fazla Feyenoord'lu oyuncu vardı, bu da onların başka takımlara transfer olmasına ön ayak oldu denilebilir. Ayrıca takımın hem savunma hem de hücumda önemli bir parçası olan Janmaat, Newcastle United'a transfer oldu. Dünya Kupası sonrasında stoper Bruno Martins Indi Porto'ya transfer oldu ve bir başka milli oyuncu, Indi'nin stoperdeki partneri Stefan De Vrij dün resmen Lazio'ya transfer oldu. Defansta üç as oyuncuyu kaybettiler ve Feyenoord formasını bir yılı kiralık olmak üzere 2 yıl terleten, 66 maçta 55 gol kaydeden İtalyan forvet Pelle'yi kaybettiler. Ayrıca Koeman'ın sistemine Pelle tam anlamında uyuyordu. Transferi bir nevi risk olsa da Pelle hem topu ayağına alıp oyunu açabiliyordu hem de oyun sıkıştığında oynanan uzun topları alabiliyordu. Bu transfer dönemi ile hem savunmada hem de ileride büyük kayıpları var.

FEYENOORD CEPHESİ

 Ancak stoper mevkisinde alternatifleri hala bulunuyor. Mathijsen ve bu sene takıma katılan Khalid Boulahrouz iki büyük tecrübe. Bir de 20 yaşındaki Kongolo var. Altyapıdan çıkarılan Kongo asıllı Hollandalı oyuncunun doğum yeri ise İsviçre. Yeni hoca Rutten tandem ikilisini tamamen tecrübeden mi kuracak yoksa Kongolo'yu ikiliye yerleştirecek mi bu bir soru işareti. Sağ bekte ise Janmaat'ın yeri henüz doldurulmadı. Oraya bu turluk bir stoper monte edebilir Rutten ya da 3-5-2 sistemini uygulayabilir. Eğer 4-3-3 oynarlarsa sol tarafta Kongolo veya Nelom'ın oynaması bekleniyor. Sağ bekte ise orta saha orijinli olan 19 yaşındaki Karsdop'un oynaması muhtemel.

 Orta sahada ise Clasie-Immers-Vilhena üçlüsü var. Clasie en geride oynayan isim ve takımın en önemli oyuncularından birisi. 23 yaşındaki oyuncu takımın kaptanı. Kısa boylu olmasına rağmen güçlü bir oyuncu, bunun nedeni de zamanında buna yönelik çalışma oyuncusu. Kendisi bir regista diyebiliriz. Takımı geriden kontrol eden, yöneten, ve attığı kilit paslarla takım arkadaşlarını pozisyona sokabilen bir isim.Geriden oyun kuran bir oyuncu. Uzun ve kısa pasları oldukça iyi ve seri oynayabiliyor, yavaş bir oyuncu değil. Oyun zekası oldukça iyi, hem ofansif hem de defansif olarak ancak kısa boyu onun hava toplarında etkili olmasını engelliyor. Ayrıca üretken değil, skor bazında fazla katkı yapamıyor, tabelaya etki edemiyor, bu bir eksiği. Ayrıca net paslar vermek istemesi takımının kontralarını zaman zaman yavaşlatıyor, zaman zaman baskı yemesine ve topu kaybetmesine neden oluyor ki bu dinamik ve presi seven Beşiktaş orta sahası için bir artı. Vilhena ise Clasie'ye oranla daha ofansif bir oyuncu ve mücadele etmeyi seven bir isim. Daha çok dikine oynamayı seviyor ve ön tarafta baskı yaparak rakibi yıldırmayı iyi yapan bir oyuncu. Ancak tıpkı Clasie gibi o da istatistik, tabela yapamıyor. Immers ise bir  10 numara. Clasie ve Vilhena'ya göre daha fazla istatistik yapan bir oyuncu. 78 maçta 27 gol 12 asistlik bir performansı var Feyenoord forması ile. Orta sahada pozisyon yaratma işi Clasie ve Vilhena'ya kalırken o daha çok kaleye gidiyor. Gol yollarında önemli bir oyuncu Immers. Daha çok pozisyon yaratma değil, pozisyonu değerlendirme peşinde. Ayrıca uzaktan şutları etkili olan bir oyuncu.

 Kanatlarda ise Boetius ve Schaken var ama Schaken sakatlığı dolayısıyla son antremana katılmamış ve oynamama olasılığı bulunuyor. Boetius ile başlayalım. O da Clasie gibi takımın altyapısından çıkma. Kendisi bir sol kanat oyuncusu ve iki ayağını da kullanabiliyor. Bu da onun içeriye kat edip gol atmasını sağlıyor, tıpkı Töre'nin bu sene zaman zaman yaptığı gibi. Ayrıca hızlı ve topla arası iyi, oldukça iyi bir şekilde top sürebiliyor, delici özellikleri mevcut. Ayrıca pres yapmayı seven ve top kapma özelliği olan bir oyuncu. Bilic, Veli'nin eksikliği varken sağ bekte Atiba'yı kullanır mı bilemem, ancak kullanmazsa Boetius'un Serdar'a zor anlar yaşatacağı kesin. Yavaş bir oyuncu olan ve geriye dönüşlerde sıkıntı yaşayan Serdar'ın bir çok kez çalım yiyeceği ve açık vereceği büyük bir olasılık. Ayrıca geçen seneki Galatasaray maçında Bruma'nın yaptığı presin nasıl sonuçlandığını hatırlarsak, Boetius'un yapacağı pres tehlikeli olacaktır. Son olarak Feyenoord forması ile 54 maçta 15 gol atıp 13 asist yapmış yani skor olarak katkı sağlayabilecek bir isim. Sağda ise Schaken'in bir sakatlığı var, yerine geçen sezon Cambuur'da kiralık forma giyen Elvis Manu oynayabilir. O da Boetius gibi hızlı bir oyuncu ancak onun kadar etkili değil. Kariyerinde daha çok kiralık oynadı, bir alt ligde mücadele etti ama 52 maçta 23 gol önemli bir istatistik.

 Pelle gittikten sonra onun yerini dolduramadılar. Sattıkları 4 oyuncudan 30 milyon € civarı bonservis alsalar da (Pelle 10, Indi 7.70, Janmaat 6, de Vrij 6.7) henüz bonservis bedeliyle oyuncu almadılar. Wolfsburg'lu Bas Dost ve eskiden kiralık olarak Feyenoord'da forma giyen Manchester City'li Guidetti'nin adı geçti ancak iki ismi de transfer edemediler. Dost için Wolfsburg ile anlaşsalar da oyuncu ile anlaşamamışlar, yazılanlara göre Dost bunun kariyerinde bir gerileme olacağını düşünmüş. Santrafor olarak ellerinde te Vrede, Achahbar ve Dammers var. Hazırlık maçlarında genellikle te Vrede oynadı, o henüz kendini kanıtlayamamış bir isim. İleride oynaması en muhtemel olan o. Achahbar ise geçen sezonu Arminia Bielefeld'de kiralık geçirdi. Dammers ise altyapıdan çıkarılan bir isim. Geçmişte Pelle ve Guidetti gibi iki önemli silaha sahip olan Feyenoord, bu karşılaşma için santraforda büyük bir silaha sahip değil ancak 1.91'lik te Vrede, kısa olan ve Sivok hariç fazla hava topu hakimiyeti olmayan stoperlerimize karşı sorun yaratabilir.


BEŞİKTAŞ CEPHESİ

  Bizim tarafımıza gelirsek kale olarak oldukça güvendeyiz. Cenk'in düşüşlü performansı ve McGregor'un fazla bir şey yapamamasının ardından geçen sene Tolga varken içimiz rahattı. Bilic'in tandeminin ne olacağı merak konusu. Gerek eldeki eksiklikler, gerekse stoper kadrosunun tam olması hangi ikilinin oynayacağını kesiştirmeyi zorluyor. Geçen sener Ersan-Pedro ikilisi oldukça iyi bir uyum sergilemişti ve takım oldukça az gol yemişti, ta ki Ersan nasırdan dolayı (!) sezonu kapatıncaya dek. 6 senedir takımda yer alan, taraftarın gönlünde büyük bir yere sahip olan Sivok'un bu ikiliyi bozup bozamayacağı merak konusu. Ayrıca Veli'nin eksikliğinden dolayı Bilic Pedro'yu orta alana alabilir. Zaman zaman hazırlık maçlarında Pedro'yu o bölgede deneyen Bilic onun defansının yanı sıra sahip olduğu oyun zekası ve yumuşak ayağından dolayı Pedro'yu orta alanın gerisinde düşünebilir. Her ne kadar Bilic denemese de Sivok'un geçmişte ön liberoda oynadığı oldu. Gerek Veli'nin eksikliği, gerek Atiba'nın sağ beke geçme olasılığından dolayı tandemde yer almayan stoperin orta alanda oynaması muhtemel. Sağ tarafta ise Boetius'un Serdar'ı oldukça zorlayabileceğini söyledik. Atiba da fazla hızlı değil ancak Serdar'a nazaran daha hızlı ve çabuk bir oyuncu. Bilic, rakibin kanat oyuncularının etkinliğine ve fiziksel gücüne geçtiğimiz saatlerde yaptığı basın toplantısında değindi, bu nedenle beklerde, özellikle sağ, sorun yaşamak istemeyeceğini düşünüyorum bu yüzden sağ tarafta Atiba'nın başlaması muhtemel. Sol tarafta ise İsmail mi yoksa Motta mı, buna Bilic karar verecek. Motta geçen sene ortalama bir performans gösterdi, ataklara her zaman etkili olmasa da katıldı ancak formda bir İsmail'in, ki iyi bir kamp dönemi geçirdi, Motta'dan iyi olduğu bir gerçek.

 Orta sahada ise tandemde oynamayan stoperle beraber Necip'in oynamasını bekliyorum. Veli'nin oynamaması büyük bir sorun. Veli ve Atiba geçen sene yaptıkları pres ile rakipleri bunaltmış ve bir çok kontra atağın öncüsü olmuştu. Veli ligin geçen sene kendini en geliştiren oyuncusuydu, bu açık. Sadece pres ve top kapma yapmıyordui artık kaptığı toplarla kilit paslar atıp tehlike yaratıyor ve uzaktan kaleyi deniyordu. Ancak Veli'nin sakatlığı ve Atiba'nın sağ beke geçme olasılığı orta sahayı bozuyor. Necip'in takıma çıktığından beri gelişmemesi, hatta gerilemesi, oldukça kötü bir durum. Mücadele anlamında sahada olsa da ofansif olarak üretkenliği oldukça kısıtlı. Takımın oyun kuruculuğunu ise geçen sene olduğu gibi Oğuzhan üstlenecek. Her ne kadar aslında bir 10 numara olmasa da attığı etkili paslar ve oyun zekası ile tehlike yarattığı bir gerçek. Ayrıca adam eksiltme özelliği de bir artısı. Geçen sene attığı seri çalımların ardından az da olsa kaleyi yoklaması oldukça önemli. Denediği zaman nasıl tehlikeler yarattığını ve attığı golleri gördük.  Sol kanatta Olcay'ın oynayacağı neredeyse kesinken sağ tarafta Kerim'in mi yoksa Cenk Tosun'un mu oynayacağı belirsiz. İki oyuncu da farklı tipte olsa da Bilic'in değindiği Feyenoord'un fiziksel üstünlüğünden dolayı Cenk'in oynayacağını, zaman zaman Mustafa'ya yardım edeceğini düşünüyorum. Eğer Mustafa etkisiz kalırsa ve Ba girmezse, Bilic Cenk'i forvete çekip Kerim'i oyuna alabilir, tabi bu oyunun gidişatına da bağlı. Forvette ise gerek antreman eksiği, gerek takıma tam olarak alışamamasından dolayı Ba değil, Mustafa'nın oynayacağı söyleniyor. Elbette Ba gibi tecrübeli ve daha yetenekli bir oyuncunun oynaması takımımız açısından daha iyi olurdu ama Ba kenarda oturup Bilic'in maç hamlesi olarak bir kozu olacak, ki bu da takımın geçen sene pek sahip olmadığı bir şey.

MAÇIN KİLİDİ

  Feyenoord'da bizim gibi presi seven bir takım. Orta alandaki üç oyuncu da baskı yapmayı seviyor. Özellikle Vilhena bu presi orta alanda oldukça etkili bir şekilde uygulayacaktır. Orta sahada yaşanacak olan mücadele maçın kilitlerinden birisi olacak. Veli ve Atiba'nın orta sahada olmaması bu yüzden büyük bir sorun, bu ikili pres ve mücadele olarak oldukça etkili. Diğer bir kilit nokta ise yine iki takımın ortak zaafından dolayı. Feyenoord'un kanat oyuncuları özellikle Boetius sağ tarafı zorlayacak ve zaman zaman içeri kat edip kaleyi yoklayacaktır. Atiba'nın Boetius'a karşı neler yapacağı merak konusu, eğer Serdar oynarsa neler olabileceğini az çok kestirebiliyoruz. Feyenoord'un da sağ beki aynı sıkıntıyı yaşayacaktır. Solda Olcay, ve zaman zaman kanat değiştirmeden dolayı Cenk, Feyenoord'un genç beki, dediğim gibi aslında orta saha, Karsdop'u zorlayacaktır. Feyenoord ile ilk resmi maçına çıkacak olan 19 yaşındaki Feyenoord altyapısından yetişen oyuncunun bu atmosferi kaldırıp kaldıramayacağı merak konusu. Eğer kaldıramazsa bunun oyununu etkileyeceği neredeyse kesin. Mental olarak güçlü kalamazsa bu Beşiktaş için büyük bir artı olur.

 Bilic geçen sene düzelttiği takım savunmasını uygulayarak ve zaman zaman hızlı kontralara çıkarak gol arayacaktır. Elbette tamamen geriye yaslanmasa da ikinci maç için avantajlı bir skor almaya bakacaktır Bilic. Zaten orta sahada Necip ve Pedro/Sivok ikilisinin defansif yanı Feyenoord'u zorlayacaktır. Her ne kadar orta saha ofansif olarak yaratıcı ve etkili olsa da ileride Te Vrede'nin pek etkili olmaması Beşiktaş'ın yararına. Umarım Beşiktaş yarın ikinci maç için avantajlı bir skor alır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder