13 Ağustos 2014 Çarşamba

CENNETTE BEŞİKTAŞ



 Dortmund-Münih kupa maçının son dakikalarında çok kötü bir haber geldi. İnanamadım, dilim tutuldu, ne olduğunu söyleyemedim, çünkü kavrayamadım. Bir an beynim durdu öylece. "Süleyman Seba hayatını kaybetti" yazıyordu. İnanamadım buna. 88 yaşındaki çınar artık yıkılmıştı. İnanmak istemedim, inanmadım, asılsız haberdir dedim bekledim ama doğruydu. Günümüzde saygı, ahlak, şeref, dürüstlük gibi önemli kavramların son temsilcilerinden olan Süleyman Seba aramızdan ayrıldı.


 Onu tarif etmeye benim ne dilim, ne elim varır. Zaten başkanlık dönemini göremedim ama büyüklerimizden duyduğum, internetten okuduğum kadar öğrendim. Büyük adam, büyük insan. Şaşalı kelimeleri pek yazamam ben, beceremem, ancak elimden bu gelir ama bu dört kelime onu tam anlamıyla betimliyor. Yaşayıp görse "Yok canım, abartıyosun" diyecek kadar mütevazı bir adam. Günümüzde "sıra dağları ben yarattım"cı yöneticilerin aksine yaptığı onca şeye rağmen alçakgönüllülükle reddeden bir isimdi Seba. Bunun nedeni aldığı aile terbiyesi olmalı. Zaten o terbiyesi ve Beşiktaş ile başardıkları geçmişte bir çok kişiyi Beşiktaşlı yaptı, olmayanlara da Beşiktaş'ı sevdirdi. Beşiktaş'ı dipten alıp tepeye taşıdı 16 yılda. 16 yılda 21 kupa, dile kolay. 


 Ben onun zamanını görmedim. Keşke görseydim. Hem gerçek bir beyefendiye, gerçek bir başkana tanıklık etmiş olurdum, hem de Beşiktaş'ın o muhteşem günlerini görürdüm, ama olmadı. Görenler de o günlerden gururla, coşkuyla bahsediyor zaten. 


 Bugün sadece Beşiktaş değil, Türk Futbolu kaybetti. Seba gibi büyük bir ağaç devrildi. Bir çınar değil, çünkü çınarları etrafınızda sıklıkla görebilirsiniz, ama Seba gibi bir ağacı göremezsiniz, sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada böyle bir karakter bulmak neredeyse imkansız. Onu anlatanları dinlerseniz, bir tane olumsuz konuşan bulamazsınız. Çünkü o artık etrafta kalmayan, gelişen dünyaya ayak uyduramayıp soyu tükenen "düzgün" adamlardan, BEŞİKTAŞLILIK duruşunu en iyi sergileyen kişi. Zaten gelişen endüstriyel futbola karşı çıkıp, uyum sağlayamadığı için de taraftarın tepkisini alıp başkanlığa tekrar aday olmayıp veda konuşmasında şunları söylemiştir. 





"Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz, Bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz, Ama herkesi her zaman aldatamazsınız!" demiş ve devamında "Ben kimseyi hayatım boyunca aldatmadım" demiştir. Doğru da demiştir çünkü görev yaptığı 16 yıl boyunca milyonları harcayıp yıldız getirerek taraftarın gözünü boyamamış, koltuk sevdasına kapılıp günlük düşünmemiştir. Beşiktaş'ı borca sokmamak için elinden geleni yapan Seba, daima beklemiş ve sonunda başarıyı elde etmiştir, Milne'nin ilk iki sezonunda şampiyon olamadığını söylemekte fayda var.


 Şimdi bu güzel adam aramızdan gitti, artık yok. Artık şeref, ahlak, saygı, dürüstlük diyince parmakla gösterilecek bir adam yok. Heykeli Beşiktaş'ta var, daha da önemlisi anıları, yaşadıkları bizimle. O Beşiktaş'a yıllarca hizmet etti, Beşiktaş için tek mal varlığı olan evini ipotek altına aldı, kendisini değil, Beşiktaş'ı düşündü, tüm bunlara rağmen onu eleştirenlere kızmadı, sessizce gitti. İşte şimdi Hayatı boyunca çok sevdiği Beşiktaş'a hizmet etti. Artık o yokken onun anısını yaşatmak, Beşiktaş'ın Süleyman Başkanını, daha doğrusu Süleyman Ağabeyi'ni gelecek kuşaklara aktarmak ve onun ruhunu yaşatmak biz Beşiktaşlılara düşer. 


 Mekanın cennet olsun "fitbol"u ve Beşiktaş'ı seven adam. Şimdi cennettesin biliyoruz, oraya gittiğinde Baba Hakkı alnından seni bir kez daha öptü, sen Vedat Okyar kardeşine kavuştun, Optik Başkan senin gelişinle cenneti meşalelerle yaktı, Barış Akarsu "Eski Dostlar"ı söyledi senin için, elbet Kazım Kanat'ta mutludur senin gelmenle. Şimdi cennette rahatça oturun ve izleyin, çünkü bu sene bizim senemiz. Sen ve senin için şampiyon olacağız Büyük Başkan, kimse Beşiktaş'ı üzemeyecek. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder